Almanya halkının yüzde 58’i İsrail’e silah satışının durdurulmasını isterken, Berlin yönetimi 7 Ekim 2023’ten bu yana toplam 485 milyon euroluk silah ihracatına onay verdi.
Almanya’da yapılan bir kamuoyu araştırması, halkın büyük kısmının İsrail’e silah tedarikinin geçici olarak durdurulmasını istediğini ortaya koydu. Insa araştırma şirketinin anketine göre, katılımcıların %58’i silah sevkiyatının geçici olarak askıya alınmasını desteklerken, %22’si bu adıma karşı çıktı. %19’u ise görüş belirtmek istemedi.
Gazze’de aylardır süren soykırım karşısında Almanya’nın İsrail’e sağladığı silah desteği halk tarafından büyük tepkilerle karşılanıyor. 27 Mayıs’ta WDR’nin düzenlediği Avrupa Forumu’nda konuşan Almanya Dışişleri Bakanı Johann Wadephul, “silah tedarikinin inceleneceğini” belirtti. Aynı gün Finlandiya’da açıklamalarda bulunan Başbakan Friedrich Merz ise, konunun hükümet içinde istişare edildiğini ve kamuoyuna açıklanmayabileceğini söyledi.
Ancak hükümet, Sol Parti’nin verdiği soru önergesine 3 Haziran 2025 itibariyle yanıt verdi: 7 Ekim 2023 ile 13 Mayıs 2025 tarihleri arasında, İsrail’e toplam 485 milyon avro değerinde silah ihracatı için onay verildiği açıklandı. Bu rakam, Alman halkının iradesiyle hükümetin fiili icraatları arasındaki çelişkiyi gözler önüne seriyor.
Almanya’da daha önce yapılan bir başka ankette, katılımcıların %51’i İsrail’e silah satışına açıkça karşı çıktığını belirtmişti. Sol eğilimli seçmenlerde bu oran %80’e ulaşmıştı.
ABD’de yapılan bir ankette %62 oranında hükümetin İsrail’e silah tedarikini durdurması gerektiğini düşündüğünü ortaya koydu. Katılımcıların sadece %14’ü bu adıma karşı çıktı.
Latin Amerika’da ise kamuoyu tepkisi daha da netleşti. Başlangıçta Filistin direnişine mesafeli yaklaşan bazı kesimler, Gazze’deki soykırım derinleştikçe İsrail’e karşı açık tavır aldı. Toplumda geniş çaplı protestolar ve Filistin’le dayanışma gösterileri düzenlendi.
Bu anketler ve kamuoyu verileri, dünya halklarının ortak vicdanında İsrail’in silahlandırılmasına karşı ciddi bir direnç oluştuğunu ve bu direncin, Batılı hükümetleri dahi iç politik baskıyla karşı karşıya bıraktığını gösterirken, Avrupa’dan Latin Amerika’ya, ABD’den Ortadoğu’ya kadar yükselen tepki, soykırıma ortak olan rejimleri teşhir etmeye devam ediyor.