Almanya'da okullarda Türk kökenli öğrencilerin gördüğü Türkçe dersleri ve bu dersleri veren öğretmenler tekrar gündeme geldi
Der Tagesspiegel gazetesinde 30 Mart’ta ‘Erdoğan’ın öğretmenleri Alman okullarında: Neden hâlâ Türk konsolosluk dersleri var?” başlıklı bir haber yayımlandı.
Haberde ‘İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Ankara’daki otokratik rejim tarafından tutuklanmasının ardından bir soru yeniden gündeme geldi: Otokratik ve baskıcı bir rejimle yönetilen Türk devletinin Almanya’da ki okullara doğrudan etki etmesine neden izin veriliyor?’ denildi.
Almanya’nın Baden-Württemberg, Bavyera ve Schleswig-Holstein eyaletlerinde sadece Türkiye Cumhuriyeti konsoloslukları tarafından sunulan Türkçe ve Türk Kültürü (TTK) dersleri veriliyor.
Aşağı Saksonya, Berlin, Bremen, Hamburg ve Hessen eyaletlerinde hem konsolosluklar aracılığıyla sunulan TTK dersleri hem de eyalet eğitim yönetimleri tarafından organize edilen Türkçe dersleri bulunuyor.
Kuzey Ren Vestfalya (KRV), Rheinland-Pfalz ve Saarland eyaletlerinde ise Türkçenin “ana dili” veya “köken dili” statüsünde öğretimi tamamen eyalet eğitim yönetimlerinin sorumluluğunda bulunuyor.
Almanya genelinde Türkiye Cumhuriyeti konsoloslukları tarafından sunulan TTK derslerine yaklaşık 30 bin 13 öğrenci katılıyor ve 516 öğretmen görev yapıyor.
Eyaletler tarafından istihdam edilen 735 öğretmen var ve verilen Türkçe derslerine 53 bin 100 civarında öğrenci katılıyor.
Başkent Berlin’de 38 devlet okulunda ve farklı sivil toplum kuruluşlarına ait 27 mekânda Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) öğretmenleri tarafından TTK dersleri veriliyor.
Bu derslere katılan öğrenci sayısı 2 bin 250 civarında.
Berlin Senatosu’na bağlı öğretmenler, kentte 24 okulda yaklaşık 2 bin 500 Türk kökenli öğrenciye “ana dil” ve “köken dil” dersleri veriyor.
Türkiye’den gönderilen öğretmenlerin Almanya’da bu dersleri vermelerine yönelik tepki ve eleştiriler yeni değil.
Yalnız Almanya’daki bazı medya organları değil, farklı partilerden politikacılar da buna karşı çıkıyor. Aslında karşı çıkılan Türkiye’de bazı medya organlarında çarpıtıldığı gibi Türkçe derslerinin verilmesi değil, bu dersleri verenlerin Türk hükümeti tarafından görevlendirilmesi. Daha önce Almanya’da ki camilerde görevli imamlar konusunda da benzer eleştiriler gelmiş ve imamların Almanya’da yetiştirilmesi, Almanca bilmesi vb. uygulamalarla sorun çözülmüştü.
Yoksa yapılan bilimsel araştırmalara göre, ana dilini iyi bilen çocukların hem Almancayı hem de diğer yabancı dilleri daha iyi ve daha çabuk öğrenmesi Alman yetkililerce de malum..
Eğer Alman yetkililerin Türkçe öğretmenleri konusunda şüpheleri ve tedirginlikleri varsa imamlar konusuna benzer bir çözümle bu konuyu nihayete erdirebilirler. Eminim şuanda Almanya sınırları içinde kısa bir eğitimle Türkçe dersi verebilecek yetkinliğe sahip bir çok Türk asıllı göçmen vardır.
Sadece eyalet ve federal çaptaki yöneticilerin bunu gündeme alması ve üzerinde çalışması gerekiyor.