AfD'ye karşı Almanya'da yasak başvurusunun hazırlanan taslağı tartışma yaratıyor. Partinin anayasaya aykırı hareket ettiği iddia ediliyor. Halkın tepkisi ise bölünmüş durumda.
Almanya’da AfD’ye karşı yasak başvurusu için hazırlanan taslak artık milletvekilleri tarafından imzalanabilir durumda. rbb’ye ulaşan belgelere göre, AfD’nin özgürlükçü demokratik düzenin temel ilkelerine karşı olduğu belirtiliyor. Özellikle, insan onuru ve ayrımcılık yasağının, AfD’nin lider kadrosu ve birçok üyesi tarafından açıkça sorgulandığı ifade ediliyor.
Taslak metni hazırlayanlara göre, AfD, göçmen kökenli, engelli, “heteronormatif olmayan cinsel yönelime” sahip bireylerin ve ulusal azınlıkların haklarını, “sözde Almanlık” ideolojisi lehine kısıtlamak veya ortadan kaldırmak amacında. Bu değerlendirme, partinin politikalarının etnik milliyetçilikle bağlantılı olduğunu gösteriyor.
Taslak, Federal Anayasa Mahkemesi’ne AfD’nin yasallığının gözden geçirilmesi için çağrıda bulunulmasını içeriyor. Başvuru, anayasa koruma kurumlarının bulgularına, Thüringen ve Kuzey Ren-Vestfalya eyaletlerindeki mahkeme kararlarına ve çeşitli medya kuruluşlarının araştırmalarına dayanıyor. AfD’nin, göçmen kökenli Almanların “tam anlamıyla Alman” olmadığını ve “biyolojik olarak aşılmaz bir farklılık” bulunduğunu savunduğu belirtiliyor.
Ayrıca, AfD’nin devlet kurumlarını ve yetkililerini küçümsemesinin de partinin demokrasi karşıtı tutumuna dair ipuçları sunduğu belirtiliyor. Parti, demokrasi ve parlamenter sistemin reddedilmesi ve şiddetle devrim çağrılarıyla suçlanıyor.
AfD’nin meclislerdeki çalışmaları, elde ettiği gücü siyasi rakiplerine karşı kullanmak, hukukun üstünlüğünü zayıflatmak ve azınlıkları dışlamak için bir araç olarak gördüğü eleştirilerine neden oluyor. Parti, cinsel özgürlüğe saldırmak, demokrasiyi teşvik eden devlet desteğini engellemek ve uzun vadede sivil toplumu yok etmeyi hedeflemekle suçlanıyor.
Ayrıca, AfD üyelerinin, aşırıcılık ve anayasa düşmanlığı suçlamalarıyla Almanya’nın hassas bilgilerine erişim sağladığı ve bazı üyelerin yabancı otoriter rejimlerin uzantısı gibi davrandığı iddia ediliyor.
