3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü: Tutuklu gazeteciler bir an önce serbest bırakılmalı

HABER MERKEZİ – Basın özgürlüğü kişilerin doğru bilgiye iletişim hakkı konusunda büyük önem taşıyor. Basın Özgürlüğü Günü’nde tutuklu gazeteciler dikkat çekerken, Türkiye basın özgürlüğü sıralamasında düşük noktalarda yer alıyor. Sıralamada Belarus, Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Brunei ve Bangladeş Türkiye’nin üst sıralarında yer alırken listede Türkiye’nin ardından 155’inci sırada Ruanda yer aldı. Ruanda’yı Özbekistan ve Kazakistan takip

PANORAMA - NEWS 03 Mayıs 2020 GÜNDEM

HABER MERKEZİ – Basın özgürlüğü kişilerin doğru bilgiye iletişim hakkı konusunda büyük önem taşıyor. Basın Özgürlüğü Günü’nde tutuklu gazeteciler dikkat çekerken, Türkiye basın özgürlüğü sıralamasında düşük noktalarda yer alıyor. Sıralamada Belarus, Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Brunei ve Bangladeş Türkiye’nin üst sıralarında yer alırken listede Türkiye’nin ardından 155’inci sırada Ruanda yer aldı. Ruanda’yı Özbekistan ve Kazakistan takip etti.

SON SIRALAMALARA GÖRE ÖZGÜR DEĞİLİZ

Her yıl Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) tarafından yapılan ‘Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’ sıralamasında Türkiye 180 ülke içerisinde 154. sırada yer aldı. Türkiye’nin 154. sırada bulunduğu listede birinci sırayı Norveç aldı. Norveç’i Finlandiya ve Danimarka takip ederken dünyada 180’inci sırada ise Kuzey Kore bulunuyor. Kuzey Kore son sırayı bu yıl geçen yılın sonuncusu Türkmenistan’dan devraldı. Listede Eritre 178 ve Çin de 177’inci sırada.

 TGC: GAZETECİLER ÖZGÜR BIRAKILMALI

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü dolayısıyla açıklama yaptı. “Ülke barışının sağlanabilmesi adına cezaevinde tutuklu bulunan gazetecilerin bir an önce serbest bırakılması gereğine inanıyoruz” çağrısı yapılan açıklamada, tüm baskılara rağmen gazetecilerin kamuoyunu bilgilendirmekten vazgeçmeyeceği vurgulandı.

“Haberin özgür olmadığı, gazeteciliğin evrensel basın ölçütlerine göre yapılamadığı zorlu bir dönemden geçiyoruz” denilen açıklamada, “Basın sektöründe on binlerce gazeteci işsiz ve mesleğini yapamamanın ıstırabını yaşıyor. Yayın yasakları, sansür ve otosansürün hızla sürdüğü bir ortamda halkın haber alma, bilgilenme hakkını sağlamaya çalışan bir avuç gazeteciye selam olsun.

Şu unutulmamalı ki gazeteciler dönemlerin tanığıdır, tarihe not düşerler. Bu nedenle ısrarla diyoruz ki gazetecilik suç değildir. Gazetecilik halkın haber alma, bilgilenme hakkına hizmet eden saygın bir meslektir. Bütün güç koşullara rağmen ayaktadır, ayakta kalmaya da devam edecektir, bedeller ödeseler de kamuoyunu aydınlatmaktan geri durmayacaklardır” denildi.

RSF: GAZETECİLERE DÖNÜK SİSTEMLİ BASKI DÖNEMİ

Bu tabloyu gazetemize değerlendiren Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu, gazetecilere dönük artan baskılara dikkat çekti. “Avrupa Birliği için girişilen kurumsallaşmanın yıkılıp yeni yönetim modeline göre yeniden inşası, medya ve yargıda basın/ifade özgürlüğünü hedef alan antidemokratik uygulamaları cesaretlendirdi” diyen Önderoğlu şunları söyledi: “Yola gelmez’ gazetecilerin sistemli şekilde keyfi olarak tutuklanması, iddianameleri için bir yıldan fazla süre beklemeleri, Türkiye’nin dünya basın özgürlüğü sıralamasında 157. sıradan bir adım bile üste çıkamamasına neden oldu.

Cumhuriyet gazetesi önceki çalışan ve yöneticilerinin yeniden hapse gönderilmesi düpedüz bir utançtır. Tahribat bununla da sınırlı değil: Birçok muhabir, araştırmacı gazeteci veya köşe yazarı, RSF’nin son bir yılda izlediği davalardan mahkum oldu; bazılarının gelecek aylarda hapisle yüz yüze kalma tehlikesi var.”

Alman Gazeteciler Birliği (Deutscher Journalisten-Verband, DJV) infaz yasasıyla alakalı daha önce çağrıda bulunmuştu.

Almanya’daki 38 bin gazeteciyi bir araya getiren Alman Gazeteciler Birliği (DJV) Türkiye’deki Anayasa Mahkemesi’ne gazetecilerle ilgili çağrıda bulunarak, ”Yürülüğe giren İnfaz Yasası’nı bu şekli ile geri çevirmesini ya da iptal etmesini veya siyasi tutukluları da kapsayacak şekilde genişletilmesini” istemişti.

Alman Gazeteciler Birliği Başkanı Frank Überall, “Bizim Türk meslektaşlarımıza atfedilen sözde terör propagandası, muhalif ve hükumeti eleştiren haberlerdir. Bu da demokrasilerde gazeteciliğin gereğidir.” ifadelerini kullandı.

ÖNE ÇIKANLAR