2019’da Türkiye-Almanya ilişkileri nasıl olacak?

HABER MERKEZİ – Türkiye-Almanya ilişkilerinde gergin bir yıl geride bırakılırken, Berlin’deki hükümet çevreleri 2019 için de zorlu bir yıl öngörüsünde bulunuyor. Son aylardaki üst düzey ziyaretler, Berlin-Ankara hattında yumuşama getirse de, ilişkilerde temel sorunlar henüz aşılabilmiş değil. Türkiye’deki iyimser hava da Alman yetkililer tarafından gerçekçi görülmüyor. Türk hükümetiyle sorunları kapalı kapılar ardında, diyalog yoluyla, masada çözmeyi

PANORAMA - NEWS 02 Ocak 2019 GÜNDEM

HABER MERKEZİ – Türkiye-Almanya ilişkilerinde gergin bir yıl geride bırakılırken, Berlin’deki hükümet çevreleri 2019 için de zorlu bir yıl öngörüsünde bulunuyor. Son aylardaki üst düzey ziyaretler, Berlin-Ankara hattında yumuşama getirse de, ilişkilerde temel sorunlar henüz aşılabilmiş değil. Türkiye’deki iyimser hava da Alman yetkililer tarafından gerçekçi görülmüyor.

Türk hükümetiyle sorunları kapalı kapılar ardında, diyalog yoluyla, masada çözmeyi hedefleyen Merkel hükümeti, kamuoyu önünde tartışmalardan kaçınma, yeni krizlerin önüne geçme politikasını sürdürüyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Eylül ayı sonunda Berlin’e yaptığı ziyaret, ilişkileri normalleştirme yolunda bir adım olarak görülüyor, ancak bunun ilişkilerde yeni bir sayfa açmayı sağlayamadığı ifade ediliyor. Türk siyasetçilerin yönelttikleri “Nazi” ithamları, Berlin’de unutulmuş değil.

Türkiye-Almanya ilişkilerini yakından izleyen uzmanlardan siyaset bilimci Yaşar Aydın, sert kavgaların Alman kamuoyunda yol açtığı kırgınlıkların giderilmesinin zaman alacağını söyledi. DW Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Aydın, “Cumhurbaşkanı Erdoğan güçlü bir lider. ‘Biz Almanya ile iyi olmak istiyoruz’ dediği zaman Türk kamuoyu ikna oluyor, birden Almanya konusunda olumlu bir hava esebiliyor. Oysa Almanya’da durum farklı. Ne Nazi ne de Hitler benzetmeleri öyle kolay unutulmayacak. Bu da Alman siyasetçilerin hareket alanını sınırlandırıyor” diyor.

Türkiye ile ilişkiler konusunda Merkel hükümetinin hareket alanını sınırlandıran bir diğer konu ise Türkiye’de hukuk ve demokrasi alanlarında yaşanan gerileme. Muhalefet partileri ve medya tarafından Türk hükümetine yönelik yumuşak bir politika izlemekle eleştirilen Merkel hükümeti, Ankara’ya yaptığı demokrasi ve hukuk çağrılarına karşılık bulabilmiş değil. Hükümet çevreleri, 5 Alman vatandaşının siyasi gerekçelerle Türkiye’de tutuklu olmasının, muhalefet ve basına dönük baskıların, temel hak ve hürriyetler konularındaki ihlâllerin, endişe kaynağı olmayı sürdürdüğünü kaydediyor.

Siyaset Bilimci Yaşar Aydın da Almanya-Türkiye ilişkilerinin geleceği konusunda “hukuk devleti” alanındaki gelişmelerin kilit önem taşıdığını vurguladı. Merkel hükümetinin, içeride yükselen sağcı popülist AfD’ye karşı demokrasiyi ve liberal değerleri savunurken, dış politikada demokrasiden ve liberal değerlerden uzaklaşan bir Türkiye ile yakınlaşamayacağını vurgulayan Aydın, “Türkiye hukuk sistemine çeki düzen verip, yeniden demokratikleşme, liberalleşme yoluna girip, yıpranan devlet kurumlarının işleyişini düzelttiği takdirde Almanya ve AB ile ilişkileri de düzelir” değerlendirmesini yaptı.

Son yıllarda özellikle Türk siyasilerin, Türkiye’deki referandum ve seçim süreçlerinde yaptıkları sert açıklamalar, Ankara-Berlin hattındaki tansiyonu tırmandırmış, ilişkiler son dönemin en kötü seviyesine gerilemişti. Taraflar gerilimin tırmandırılmaması konusunda mutabık olsa da, Alman hükümet kaynakları 2019’un Mart ayında Türkiye’de yapılacak yerel seçimler öncesinde Almanya’nın Türkiye’de iç politika malzemesi beklentisi yapılmaması beklentisini taşıdıklarını ifade ediyor. Ayrıca, Mayıs ayındaki Avrupa Parlamentosu seçimlerinde de Türkiye’nin seçim kampanyası konusu olmasına kesin gözüyle bakılıyor.

Alman iç siyasetinde de zorlu bir süreçten geçiliyor. Merkel, 18 yıl boyunca başkanlık ettiği Hristiyan Demokrat Birlik Partisi’nin (CDU) liderliğini devretmekle birlikte, görev süresinin dolacağı 2021’e kadar başbakanlık görevini sürdürmeyi hedefliyor. Ancak önümüzdeki yıl Almanya’da pek çok eyalette yapılacak seçimler, koalisyon hükümetinin geleceği için dönüm noktası olabilir. Kaynak: DW Türkçe