19 Mayıs coşkusu… Atatürk’ün spora ve sporcuya verdiği önem

HABER MERKEZİ – Atatürk’ün her konuda olduğu gibi, spor konusundaki görüşleri de çağdaş, günümüz şartlarıyla bağdaşan, kalıcı ve geçerli görüşlerdir. Atatürk, emanetinin yücelmesi ve gelişmiş batılı ülkeler düzeyine ulaşabilmesi için genç kuşağın bedenen, ruhen, zihnen, fikren, ahlâken ve ilmen iyi yetiştirilmesi gerektiğine inanmıştır. Bu nedenle Atatürk, gençliğin “beden eğitimi ve spor” faaliyetlerine spor ve sporcuya

PANORAMA - NEWS 19 Mayıs 2020 GÜNDEM

HABER MERKEZİ – Atatürk’ün her konuda olduğu gibi, spor konusundaki görüşleri de çağdaş, günümüz şartlarıyla bağdaşan, kalıcı ve geçerli görüşlerdir.

Atatürk, emanetinin yücelmesi ve gelişmiş batılı ülkeler düzeyine ulaşabilmesi için genç kuşağın bedenen, ruhen, zihnen, fikren, ahlâken ve ilmen iyi yetiştirilmesi gerektiğine inanmıştır.

Bu nedenle Atatürk, gençliğin “beden eğitimi ve spor” faaliyetlerine spor ve sporcuya büyük önem vermiştir. Bu önem Atatürk’ün sporcu kişiliğinden de kaynaklanmaktadır.

Sporu her yönü ile teşvik eden Ulu Önder Atatürk, spor sayesinde zindelik ve güç kazanılacağını söylüyordu. Sağlık açısından vazgeçilmez bir unsur olan sporu kendisi de yapmaktaydı.

En çok sevdiği spor ise güreşti. Güreşi her yönüyle teşvik eden Atatürk, güreş müsabakalarını izlemekten büyük keyif alırdı. Özellikle milli güreşçilerin elde ettiği başarılar karşısında çok heyecanlanır, onları tebrik ederek ödüllendirirdi.

Özel bir sevgi duyduğu ağır sıklet dünya şampiyonu Çoban Mehmet’le bir müsabaka sonrası Floryada’ki Cumhurbaşkanlığı Köşkü’nde şakalaşmış ve ona şöyle demişti:

– Sen herkesi kolayca yeniyorsun Mehmet, seninle güreş tutsak, beni de yenebilir misin?– Çoban Mehmet’in cevabı ise; “Sizi bütün dünya yenemedi Paşam, ben nasıl yenebilirim?” şeklindeydi.Atatürk, Çoban Mehmet’in bu cevabı karşısında duygulanmış ve kendisini alnından öpmüştü.

Atatürk’ün bilfiil yaptığı üç spor vardı. Askerlik hayatında başladığı ve ömrünün son yıllarına kadar fırsat buldukça sürdürdüğü binicilik, İstanbul’da geçirdiği yaz tatillerinde devamlı olarak uğraştığı yüzme ve zaman zaman da kürek sporları…

Yaz aylarında, Florya Köşkü’nde istirahatta bulunduğu günlerde sandala binerek kürek çekmeden çok hoşlandığı bilinen bir gerçektir.

“Denize inmek medeniyetin şiarıdır” diyen Atatürk, Fenerbahçe kıyılarının gençliğin deniz sporlarıyla uğraşacağı bir merkez haline getirilmesi yolunda ilgililere direktifler vermişti.

Onun için sporu her yönü ile destekleyen, bazı spor dallarını ise bilfiil yapan Atatürk’ün spora verdiği değeri Türk gençliğinin yetişmesi açısından rehber olarak görmek lazımdır.

Her alanda olduğu gibi sporda da bilimin ışığından ayrılmamayı tavsiye eden Atatürk’ün, Türk sporuna olan desteği ve katkısı, sporun bütün yurtta yaygınlaştırılması ve örgütlenmesi yolunda olmuştur.

Ulu önderin, Türk sporundaki ilk imzasını izcilikte görmekteyiz. 1915 yılında, “Osmanlı Genç Dernekleri Genel Müfettişliği” ne atanmasından kısa süre sonra bir rapor hazırlayarak zamanın hükümetine sunar.

1922’de ise Türkiye’nin ilk spor teşkilatı olan “Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı” İstanbul’da kurulmuş, bu ilk spor cemiyetinin ve federasyonlarının yöneticileri Atatürk’ün meydana getirdiği ortamla seçimle belirlenmiştir.

16 Ocak 1923 tarihli Bakanlar Kurulu toplantısında, “Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı” kamu yararına kurulmuş bir dernek olarak kabul edilmiş ve böylece ilk kez devlet spora ve sporcuya destek ve yardım elini uzatmıştır.