GEZİ – 2018 yılının son günlerine doğru bir grupla birlikte Yunanistan’ın Girit adasındayız. Ada, çağlar boyunca farklı medeniyetlere ev sahipliği yapması nedeniyle tarihi ve doğasıyla zengin. Almanların da bu adaya ilgisi oldukça fazla. HALKIN ÜSLUBU BİZİ ÇOK ETKİLEDİ Geziye katılan öğretmen Herrmann Flasspöhler, Yunan halkının ciddi ekonomik krizde olmasına rağmen üslubu ve insanlığından çok etkilenmiş.
GEZİ – 2018 yılının son günlerine doğru bir grupla birlikte Yunanistan’ın Girit adasındayız. Ada, çağlar boyunca farklı medeniyetlere ev sahipliği yapması nedeniyle tarihi ve doğasıyla zengin. Almanların da bu adaya ilgisi oldukça fazla.
HALKIN ÜSLUBU BİZİ ÇOK ETKİLEDİ
Geziye katılan öğretmen Herrmann Flasspöhler, Yunan halkının ciddi ekonomik krizde olmasına rağmen üslubu ve insanlığından çok etkilenmiş. Flasspöhler, “Bu da bizi kendilerine çekiyor, takdir ediyoruz.
Özellikle Knossos’ta gördüklerimden sonra diyebileceğim, Minoa halkının bize olan etkisine hayran kaldım. Yerleşim alanında yapılan ince hesaplar, bugünkü insanların bile yerleşim alanlarına ışık tutuyor olması olağan üstü bir şey.
Adanın etkileyici diğer bir yönü ise ziyaretçilerine farklı tablolar sunması. Bir bölgede tarihi eserler ve Venedik mimarisi insanı celp ederken, diğer tarafta örneğin Herakles ikinci dünya savaşı sonrası büyük oranda yıkıma uğramasına rağmen adanın mimari estetiğine uygun şekilde tekrar inşa edilmesine hayran kaldım. Diğer taraftan farklı denizleri, karlı dağları ve gölü ile muhteşem bir manzara sunuyor.” diyor
GİRİTTE OSMANLI İZLERİ
Girit’in uzun süre Osmanlı egemenliğinde olduğunu bilmediğini dile getiren öğretmen Herrmann Flasspöhler, “Osmanlı Devleti hakkındaki bilgimi artırdı. Girit’in uzun süre Osmanlı Devleti‘ne bağlı olduğunu bilmiyordum. Balkanların genelinde Osmanlı eserlerinin adeta kazındığını biliyordum. Saraybosna, Kosova, Arnavutluk gibi ülkelerde Osmanlı eserleri anlaşılır kısmen, fakat Bulgaristan ve Sırbistan gibi ülkelerde bile geniş alanda bu eserlere rastlanması Osmanlı devletinin etkisini ve büyüklüğünü gösteriyor. Girit’in tarihi bunlara ek bilgi oldu.
Her işgal edilen yerde hakimiyet mücadelesi vardır ve kaçınılmazdır. Tabiki burada potansiyel olarak hangi boyutlarda gerçekleşti onu bilemem.
Osmanlı devletinin inkar edilemeyecek pozitif yönleri de vardı, teknik olarak, ideoloji olarak ve siyaseten çok ileri olduğudur.
Tabiî ki Girit bu yönü ile Osmanlı devletinden ciddi oranda faydalanmış olmasıdır ama ne var ki hakimiyetin olduğu her yerde baskı kaçınılmazdır.” şeklinde değerlendirmede bulunuyor.
YUNAN HALKI ÇOK MİSAFİRPERVER
Öğretmen Flasspöhler, Yunan halkı için, “Çok iyiler, insana buraya gelmesini tetikliyor. Tüm ekonomik sıkıntılarına rağmen inanılmaz iyiler, toleranslı ve açıklar. Başka ülkelere ancak örnek olabilecek boyutta.” diyor. Flasspöhler, daha önce Fas, Tunus, Endonezya ve Malezya’da tatil yaptığını sözlerine ekliyor.
BİRİLERİ BİZİM DÜŞMAN KALMAMIZI İSTİYOR
Yunanlı göz doktoru Panagis Maratos ise, “Benim bu adaya üçüncü gelişim. Adada beni en çok etkileyen ve hayranlığım sade yakın zaman kültürü değil, 4 bin yıla dayanan bir medeni kültürün kalıntılarına şahit oluyorsunuz. O dönemde yapılan sarayların bölümlerinde birçok ayrıntıya şahit oluyorsunuz. Tuvalet, banyo, su giderleri, erzak odaları sosyal aktivite bölümleri gibi vs. O dönem genelde insanlar ağaçlarda yaşıyordu.”
Göz doktoru Panagis Maratos, daha önce Türkiye ve Endonezya’da tatil yaptığını belirterek, “Bizlerin (yunan) Türklerle çok ortak noktası var. Türkler aşırı iyilerdi fakat Erdoğan’dan dolayı endişeliyiz. İlk gittiğimizde çocuklarımız küçüktü ve çok memnun kalmıştık.
Bana öyle geliyor ki birileri bizim düşman kalmamızı istiyor. Özellikle silah lobileri. Bizde milli gider en fazlası silahlanmaya gidiyor. Aslında doğu bloğu yıkıldıktan sonra tehlike kalmadı. Ben askerlikte yaşadığım bir olayı anlatmak istiyorum. Türkiye ile Yunanistan arasında küçük bir kriz olmuştu, askerdeki konumumuzdan dolayı silahımız yoktu. Bir ara NATO’dan birileri geldi ve bize silah dağıttı. Akabinde dediler ki, belki Türkler size saldırır her ihtimale karşı elinizde silah bulunsun dendi. Bana göre hiçbir gerekçe yoktu.
Hagen şehrinde kendi muayenehanem vardı. İki toplum arasında düşmanlık olmadığını insanlara örnek olsun diye muayene hanemde bir Türk asistanı çalıştırdım. Türkler iyi insanlar. Benim arzum Türklerle dostça yaşanması.
Doğduğum ev Atatürk‘ün doğduğu yere 400 metre mesafede. Yetiştiğim ortamda Türklerle düşman olduğumuzu bilmiyordum.
Osmanlı devleti Yunanlılara çok baskı yaptı. Yunan gençlerini zorla yeniçeri askerleri yaptı. Osmanlılar Bizanslılar kadar gelişmemişti.
Bizlerde genelde Türklerin saldırgan ve her an Yunanlara saldırabilir düşüncesi var. Bu konuda güvenilirlik beklentimiz var, hem Yunan halkı olarak hem de Avrupalı olarak.
Bana göre insani değer en önemlisi. Dünya geneli belki 250 milyon insan ile hem muhatap oldum hem de tedavi ettim. Göz kanseri araştırmacı olduğum için geniş çaplı araştırmalarım oldu.
Üniversite okuduğum yıllarda birçok arkadaşımı eve getiriyordum ve annem onları en iyi şekilde ağırlıyordu. Bizim geleneğimizde yabancı insanlara hor bakmak yoktur.
