HABER MERKEZİ – Dünyayı etkisi altına alan Koronavirüs salgınının olumsuz etkilediği Alman otomotiv sektörünü yeniden canlandırmak için hazırlanan ‘hurda teşvik primi’ yasa tasarısı üzerinde çalışmalar sürüyor. Belirli bir yaştan büyük olan ve normal değerlerin üzerinde karbondioksit yayan araçların piyasadan çekilmesi (hurdaya ayrılmaları) ve buna karşılık araç sahiplerinin belli oranda teşvik almasını sağlayacak yasa tasarısıyla kriz
Belirli bir yaştan büyük olan ve normal değerlerin üzerinde karbondioksit yayan araçların piyasadan çekilmesi (hurdaya ayrılmaları) ve buna karşılık araç sahiplerinin belli oranda teşvik almasını sağlayacak yasa tasarısıyla kriz sonrası satışların artması hedefleniyor.
Berliner Zaitung’un haberine göre tasarı, muhalefetin sert bir şekilde eleştirdiği kalıcı lobicilik zaferi olarak görülüyor. Habere göre tasarı henüz son şeklini almadı ve hangi markaların finansmana dahil edileceği de henüz belli değil.
Hurda teşvik priminden yakıt üreticilerinin de yararlanması gerektiği belirtilirken, 2 Haziran’da düzenlenecek otomobil zirvesinden, kilometre başına 140 grama kadar karbondioksit yayan otomobillerin de finansal olarak desteklenmesi kararının çıkması bekleniyor.
Habere göre ekonomi uzmanları, çevre koruma dernekleri ve bazı siyasilerden de tasarı karşıtı eleştir geliyor.
Sol partili Ekonomi Komitesi başkanı Klaus Ernst, satın alma primine tamamen karşı: “Buna ihtiyacımız yok. Aylarca süren bir bekleme listesinin bulunduğu elektrikli otomobillerin satışını teşvik etmek mantıklı değil. Öte yandan, benzinli veya dizel otomobillerde, destek sadece kilometre basına 95 gramdan fazla karbondioksit yaymayan araçlar için olursa, ekolojik bir anlam ifade eder. Ancak bu da, özellikle yabancı otomobil markalarının satışını teşvik edecektir.”
KM başına 140 gram karbondioksit emisyon sınırı, yerli otomobil endüstrisi açısından da mantıklı bir çözüm olarak görülüyor. Mayıs ayı başında, Almanya Başbakanı Angela Merkel, ilgili bakanlar ve otomobil endüstrisinin temsilcileri ile yapılan görüşmede bu konuda bir karar verilmedi. Bunun yerine, Alman Otomotiv Endüstrisi Birliği (VDA), İG Metall ve federal hükümet temsilcileriyle birlikte “ulusal hareketlilik” konsepti geliştirerek bir çalışma grubu kuruldu.
Bu eski bilindik yöntem, Yeşiller tarafından da sert bir şekilde eleştiriliyor. Grup başkanı Anton Hofreiter yaptığı açıklamada, “Federal hükümet araba şirketlerinin kısa vadeli çıkarlarını gözetmemeli. Fosil yakıt yutucuları kamu parasıyla teşvik etmek ne iklim politikasının ne de sanayi politikasının sorumluluğunda değildir.Ancak hükümet gerekli iklim politikası pusulasından vazgeçmemelidir. Fosil ateşine değil, ekolojik bir gelecek paketine ihtiyacımız var.“ ifadelerini kullandı.
Lobi kontrol derneği uzmanları için ise, otomotiv zirvesinin varsayılan sonucu sürpriz değil. Uzun zamandır otomotiv endüstrisi temsilcilerinin federal hükümette sahip olduğu “özel erişimi” eleştiriyorlardı. Lobi kontrol sözcüsü Timo Lange’ye göre, müzakerelerin varsayılan sonucunu otomobil endüstrisi lehine ‘tek taraflı’ olarak değerlendiriliyor. Lange’ye göre bunun nedeni olarak birbirlerini tanımaları.
