Gelecekte nakit para ortadan kalkacak mı?

08 Kasım 2013‘deki Uluslararası Para Fonu’nun (İMF) bir araştırma konferansında konuşan Başkan Bill Clinton döneminde Maliye Bakanı Larry Summer, nakit paranın dünya piyasasından çekilmesini talep etti. Bu konuşma ve talebin üzerinden 3 yıl geçti. Bugün kitabı en çok satılanlar listesinde olan Jim Rickards , “Bazı kişiler nakit paraya karşı açılmış olan bu savaşı” endişe verici

MELEK KANDİLLİ 14 Aralık 2017 EKONOMİ

08 Kasım 2013‘deki Uluslararası Para Fonu’nun (İMF) bir araştırma konferansında konuşan Başkan Bill Clinton döneminde Maliye Bakanı Larry Summer, nakit paranın dünya piyasasından çekilmesini talep etti.

Bu konuşma ve talebin üzerinden 3 yıl geçti. Bugün kitabı en çok satılanlar listesinde olan Jim Rickards , “Bazı kişiler nakit paraya karşı açılmış olan bu savaşı” endişe verici olarak değerlendiriyorlar. Endişelenmenize gerek yok, nakit paraya karşı açılmış olan savaş bitmiştir, ABD hükümeti bu savaşı kazandı. Yazar ve eski ABD istihbarat danışmanı olan Jim Rickards,

nakit para kullanmadan yaşamayı hayal edebiliyor musunuz? Artık cüzdanınızda sadece plastik kartlarla alışveriş etmek, bir sakızı, bir paket sigarayı dahi kredi kartı veya banka kartı ile almak düşüncesi size nasıl geliyor?

Sanırım bir çok insan için bu düşünce gerçekçi gelmiyordur, İskandinavya ve İngilizce konuşulan ülkeler (ABD, İngiltere, Avustralya, Yeni Zelanda) gibi ülkelerin aksine Almanya‘da henüz kartla ödeme çok yaygın değil. Özellikle 5 Euro, 10 Euro, 15 Euro gibi küçük miktarlar marketlerde ve alışveriş mağazalarında nakit parayla ödeniyor..

ABD‘de artık süpermarketlerde nakit para kullanılmamasına karşın, bizde hala doğal bir ödeme yöntemi olarak yaşamımızda yer alıyor. Bu anlamda nakit paranın tamamıyle ortadan kalkması çok doğru olmaz.

Peki nakit para ortadan kalkarsa bizler için nasıl bir yaşamsal değişimler söz konusu olacak?

Küresel dünyada tüm devletler ve bankalar korkunç bir borç batağında yüzüyorlar. Yüzde 50‘nin üzerinde vergi oranları, pahalılık, sessiz sedasız paranın değer kaybetmesi ve enflasyonun ciddi bir sorun olarak yükselmesi ile karşı karşıyayız.

Bu sebeple birçok devlet yeni fikirler icat ederek dolaylı yollardan boşalan kasalarını doldurmaya çalışıyorlar.

Bu yüzden sermaye kontrolü, üst faiz sınırı gibi birçok yönlendirmeler ile vatandaşların ticari ve özel hayatını kısıtlayan politikacılar, piyasaları manipüle ederek devlet bonolarını çekici hale getirmeye çalışıyorlar. Bu politikaların uygulanabilmesi için de nakit parayı azaltmak veya kısıtlamak istiyorlar.

Dostoyewski´nin”Para özgürlüğün sembolüdür” demiş.

  • İnsanların büyük bir kısmı da parayı böyle değerlendiriyor.
  • Nakit para olmadığı zaman hepimiz artık kontrol altında olacağız.
  • Nakit para olmadığı zaman özel yaşam diye bir şey olmayacak.
  • Nakit para olmadığı zaman özgürlüğümüz tamamıyla bitecek.

Tasarruf eden vatandaşlar tasarruflarını kredi veren bankaların hesaplarından çekmeleri mümkün olmaz ise, paraları bu çürümüş finans sisteminin bankalarındaki  negatif faizleriyle  çürüyen devlet ve banka bilançolarının uygulamalarında kamulaştırılıp yok olmasının önünde engel kalmayacaktır.

Instituts für Austrian Asset Management (İFAAM) kurucusu Steffen Krug, bankacılar ve nakit paranın ortadan kalkmasını öneren lobiler bunu kaçak para, sahtekarlık, suç şebekelerinin para alışverişinin önünün kesilmesi, hırsızlığı önlemek için önemli bir gelişme olduğunu  anlatarak kamuoyunu bu yönde etkilemeye çalışıyorlar.

Deutsche Bank´ın CEO´su John Crahn 10 yıl sonra piyasadan nakit paranın kalkmış olacağını bildirdi.

2 hafta sonra Norveç’in en büyük bankası DNB nakit paranın piyasadan kaldırılmasını talep etti. Bir hafta sonra Bloomberg, nakit para olmadan yaşamanın avantajları, geleceğimizde nakit parasız yaşam modeli üzerine makale yazdı. Politikacılar şu an için nakit parayı hemen ortadan kaldırmazlar, bunun şu an için mümkün olmadığının farkındalar.

Bu uygulamayı politikacılar çok daha dikkatli bir ayarla yapıyor. Belirli bir nakit para üst sınırı getirerek özgürlüklerimizi yavaş yavaş kısıtlıyorlar.

Yunanistan‘da şu anda bankadan günde en fazla 60 Euro para çekilebiliyor, 2011‘den itibaren üst sınır normal vatandaşlar için 1500 Euro ticaret de 3 bin Euro ile sınırlandırılmıştır. Bu miktarların üzerindeki paralar banka hesaplarından yatırılmak zorundadır.

İtalya‘da da benzeri bir uygulama mevcuttur, Mario Montinin hükümetin başına geldiği zaman uyguladığı ilk iş 2011‘de nakit para transferlerine üst limit sınırı koyması olmuştur. 1000 Euro ve altında nakit para alışverişi yapılabilmekte ve bu miktarın üzerinde olan ödemeler kredi kartı veya banka hesaplarından yapılmak zorundadır.

Norveçte yapılan alışveriş ve harcamaların yüzde 78‘i kartlarla ve banka üzerinden gerçekleşiyor.

İspanya‘da 2 bin 500 Euro‘nun üzerindeki alışveriş, ödeme miktarları nakit ile yapılması yasak.

Bunun dışında son 5 yılın harcamaları ve ödemelerini her vatandaş kasa fişi, fatura vs. ile belgelemek zorunda. Komşumuz Fransa‘da da uzun süreden bu yana nakit para kısıtlaması uygulamada. Eylül 2015 den beri 1000 Euro’nun üzerinde para çekmek ve kullanmak mümkün değil artık. Ve nakit olarak yatırılan 10 bin Euro ve üzeri olan miktarlar da vergi dairesine bildirmek zorundalar.

Her vatandaş, Almanya‘da şu anda 15 Euro ve üstü nakit olarak bankaya yatırıldığı zaman vergi dairelerine bilgi vermek zorunda. Frankfurter Allgemeine gazetesinin haberine göre şu sıralar Almanya Maliye Bakanlığı nakit para üst sınırı getirmek için çalışma yapmaktadır, bu durumda 5 bin ve üzeri paraların bundan sonra kredi kartı ve elektronik banka havalesi ile ancak yatırma ve ödemeleri mümkün olacaktır.

Sonuç olarak eğer yukarıda yazılan bu talepler gerçekleşir ve nakit para piyasalardan çekilirse, herkesin bir banka hesabı olmak zorunda olacak.

Söylentilere göre bu devletin merkez bankası olacak. Dolayısı ile her vatandaş kontrol edilebilen, şeffaf ve tamamıyla kendi özgür iradesinin kısıtlandığı bir yaşam modeline mecbur kalacak. Köleliğe giden bir sistemin adımları atılıyor.

Daha da kötüsü 2007 yıllarında yaşadığımız gibi büyük bir finans, banka krizi ve bankaların iflası söz konusu olduğunda her vatandaşın yatırımı, tasarrufu ve parasıda batmış olacaktır. En yaşamsal harcamalar olan gıda, ev kirası, elektrik ve su parasını bile çekemeyebilirsiniz.

  • Kaynak
  • www.huffingtonpost.de
  • www.rettet-unser-bargeld.de