EKONOMİ SERVİSİ – Çin ticaret savaşları, ekonominin soğuyarak küresel büyümenin yavaşlama eğilimine girmesi, Fed’in para politikasını gevşetmesi ve koronavirüs sonrası bilançosunu 7 trilyon doların üzerine çıkararak parasal genişlemeye gitmesiyle zor zamanların güvenli limanı altın yeniden gözde oldu. Dünyanın en nadir ve değerli metallerinden olan altın fiyatları son 1 yılda yüzde 30’un üzerinde arttı. Tarih boyunca
Tarih boyunca güç ve refahın simgelerinden olan altın nadir bir emtia olarak yatırımcıların hatta pek çok merkez bankasının da gözdelerinden oldu. Altının rezervler içerisindeki payı gittikçe artıyor. En fazla altın tutan 10 merkez bankasının rezervleri 20 bin tonu aşıyor.
2012 yılı verilerine göre 530 bin adet külçe altının sadece yüzde 5’i ABD hükümetine aitken kalan miktar diğer merkez bankası ve kuruluşlara ait. 48 merkez bankası ve 12 uluslararası kuruluş New York Merkez Bankası’nın altın mahzenlerini kullanıyor. Banka, stok tutmak için herhangi bir ücret almıyor ama rezervini taşımak ya da bozmak isteyenler her bir külçe için 1.75 dolar ödemek zorunda.
Dünyanın en güvenli binalarından olan mahzen deniz seviyesinin 15 metre altında ve yerin 25 metre dibinde 5 katlı bir yapı.
Mahzene girmek için tek yol 140 tonluk çelik ve beton bloğa gömülü 90 tonluk çelik silindir kapıyı aşmak.
24 saat boyunca içeriden ve dışarıdan kameralarla, hareket sensörleriyle takip edilen kasadan altın çıkarmak için ikisi mahzende görevli biri merkez bankasının iç denetiminden sorumlu en az üç kişinin bulunması gerekiyor.
Mahzene altın geldiğinde ise asansörler aracılığıyla zemine indiriliyor ve 122 kompartımanda depolanıyor. Her bir kompartıman farklı kuruluşa ait. Altın taşındıktan sonra mühürlenerek kilit altına alınıyor.