Çin yalnızca yenilenebilir enerji yatırımlarıyla hem küresel iklim hedeflerine katkı sağlıyor hem de yapay zekâ yarışında ABD karşısında stratejik üstünlük kazanıyor.
Çin, yenilenebilir enerji kapasitesini artırma konusunda kendi rekorlarını altüst ediyor. Analiz şirketi Wood Mackenzie’nin raporuna göre, 2025’in ilk yarısında Çin’de toplam 212 gigawatt (GW) kurulu güce sahip yeni güneş enerjisi santralleri devreye alındı. Bu, Almanya’nın son 25 yılda kademeli olarak kurduğu kapasitenin yaklaşık iki katına denk geliyor.
Bir gigawattlık kurulu güneş enerjisi kapasitesi, yılda ortalama 1 milyar kilovatsaat elektrik üretebiliyor; bu da yaklaşık 400.000 iki kişilik hanenin yıllık enerji ihtiyacına karşılık geliyor.
Ayrıca Çin, altı ay içinde 51 gigawatt ek rüzgâr enerjisi kapasitesi de inşa etti. Karşılaştırmak gerekirse, Almanya’nın çevresiyle birlikte toplam rüzgâr enerjisi kapasitesi 72 gigawatt civarında. Wood Mackenzie analistleri, bu büyüme hızını “baş döndürücü” olarak nitelendiriyor.
Spiegel’de yer alan habere göre, bu şimdiye kadar eşi benzeri görülmemiş güneş ve rüzgâr enerjisi patlaması iki şeyi ortaya koyuyor: Birincisi, yenilenebilir enerji teknolojilerinin, özellikle fotovoltaik sistemlerin, artık ne kadar rekabetçi hâle geldiğini. Çinli üreticilerin öncülüğünde yaşanan panel fiyatlarındaki keskin düşüş, güneş enerjisini bugün dünyanın birçok bölgesinde en ucuz elektrik üretim yöntemi haline getirdi. Pakistan’dan Kenya’ya kadar birçok ülkede milyonlarca Çin menşeli panel çatıları süslüyor.
İkincisi, Uzak Doğu’nun süper gücünün artık hızla artan elektrik talebini karşılamak için yenilenebilir enerjiye güçlü bir şekilde yöneldiğini gösteriyor — ancak bu, fosil veya nükleer santralleri kapatmadan yapılıyor. Tam tersine, hiçbir ülke Çin kadar çok yeni kömür ve nükleer santral inşa etmiyor. Yapay zekâ ve veri merkezleri gibi devasa enerji tüketicilerinin büyümesiyle ABD ile süren küresel rekabette bu durum Pekin’e stratejik bir avantaj kazandırabilir.
İklim açısından ise bu gelişme olumlu bir haber. Brezilya’nın Belém kentinde yapılacak Dünya İklim Zirvesi öncesinde, Uluslararası Enerji Ajansı (IEA), düşük emisyonlu kaynaklardan (nükleer dâhil) elde edilen elektrik üretimindeki artışın 2027’ye kadar küresel elektrik talebindeki artışı ilk kez aşacağını öngörüyor. Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, ülkenin sera gazı emisyonlarını 2035’e kadar zirve seviyesinden %7 ila %10 oranında azaltma sözü verdi.
Bu hedefin gerçekleşmesini özellikle güneş enerjisindeki hızlı kapasite artışı mümkün kılabilir. Çin, 2025’in ilk altı ayında 103 gigawatt olan 2024’ün aynı dönemine kıyasla iki kattan fazla artışla 212 gigawattlık yeni güneş santralini devreye aldı. Üstelik Çin, 2024’te de tarihte herhangi bir ülkenin bir yılda devreye aldığı en yüksek güneş enerjisi kapasitesini kurmuştu.
