Avrupa’nın en pahalı elektriğini kullanan Almanya’da elektrik fiyatlarına çözüm aranıyor

Avrupa’nın en pahalı elektriğini kullanan Almanya’da elektrik fiyatlarına çözüm aranıyor

Almanya'nın elektrik talebinin sadece yüzde 18'inin yenilenebilir enerjiden karşılandığı 12 Aralık 2024 tarihinde, bir megavat saatin fiyatı 936 euroya kadar yükseldi

PANORAMA - NEWS 12 Ocak 2025 EKONOMİ

Yeni yıl fırtınalı bir şekilde başladı. Almanya‘daki rüzgar türbinleri tam hız çalışıyor ve güneş birçok yerde parlıyor. Fraunhofer Güneş Enerjisi Sistemleri Enstitüsü’ne göre, Almanya’da yenilenebilir enerjilerden elde edilen elektrik üretimi, talebin yüzde 125’i seviyelerine ulaştı. Arz fazlası, fiyatların arz ve talebe göre belirlendiği borsalardaki elektrik fiyatlarının büyük ölçüde düşmesine neden oldu. Hatta saatler boyunca elektrik bedavaya satıldı.

2024 yılında Almanya’nın elektrik tüketiminin ortalama yüzde 59’u yenilenebilir enerjilerden elde edildi. Ancak özellikle kış aylarında, havanın karanlık, genellikle bulutlu ve rüzgarsız olduğu zamanlarda, bu verime ulaşmak imkansız.

Almanya’nın elektrik talebinin sadece yüzde 18’inin yenilenebilir enerjiden karşılandığı 12 Aralık 2024 tarihinde, en düşük verimlilik noktasına gelindi. Oluşan açık, kömür ve gazla çalışan elektrik santralleri ve komşu AB ülkelerinden yapılan elektrik ithalatıyla karşılandı. Avrupa Enerji Borsası’nda bir megavat saatin fiyatı 936 euroya kadar yükseldi. Normalde fiyatlar 60 ila 100 euro arasında değişiyor.

Haneler ve şirketler için elektrik fiyatları

Uzun vadeli elektrik sözleşmeleri olan özel hane halkları ve şirketler fiyat dalgalanmalarından çok az etkileniyor. Elektrik sağlayıcılarına, sözleşme imzalandığında belirli bir dönem için kararlaştırılan sabit bir fiyat ödüyorlar.

2025 yılının başından bu yana ise tedarikçiler, güncel döviz fiyatları üzerinden dinamik tarifeler sunmak zorunda kalıyor. Bu şekilde, örneğin elektrikli otomobilleri şarj etmek ve ısı pompalarını çalıştırmak için büyük miktarlarda elektrik satın alan müşteriler, tüketimlerini zamanlamak ve fiyatlar ucuz olduğunda şarj etmek için finansal bir teşvik imkanına sahip olabiliyor. Ancak kış aylarında bu zor olabiliyor.

Enerji operatörlerinin, arzı azaltarak elektrik fiyatlarını kasıtlı yükselttiği şüphesi

Fiyat artışları gerçekten de elektrik şebekesine çok az rüzgar ve güneş enerjisi verildiği için mi gerçekleşiyor? Federal Kartel Dairesi, şimdi bu soruya cevap arıyor.

Federal Kartel Dairesi, Federal Ekonomi Bakanlığı’na bağlı ve görevi adil rekabeti sağlamak olan bir kurum. Özellikle yasadışı fiyat anlaşmalarına odaklanan bu daire, şirketlerin fiyatları illegal bir şekilde, örneğin birbirleriyle iş birliği yaparak etkilediklerini tespit ederse, para cezaları uygulayabiliyor.

Nitekim Federal Kartel Dairesi Başkanı Andreas Mundt, elektrik borsalarında zaman zaman yaşanan büyük fiyat artışlarını soruşturacaklarını açıkladı. Enerji operatörlerinin, arzı azaltarak elektrik fiyatlarını kasıtlı olarak yükseltmek amacıyla tüm kömür ve gaz santrallerini şebekeye bağlamamış olabileceğinden şüpheleniliyor.

Kömür ve nükleerden vazgeçmenin sonuçları

Mundt’un “azalan enerji santrali filosu” olarak tanımladığı bu durum, öncelikle kömürün aşamalı olarak kullanımdan kaldırılmasının bir sonucu. 2024 yılında linyitten elektrik üretimi yüzde sekiz oranında azalırken, taş kömürü için bu oran yüzde 27’den fazla oldu. 2015 yılından bu yana kömürün elektrik üretimindeki payı neredeyse yarıya inerek karbondioksit (CO2) emisyonlarını önemli ölçüde düşürdü.

2024 aynı zamanda Almanya’nın, nükleer enerji olmadan geçirdiği ilk yıl oldu. 2023’te kapatılan son üç nükleer enerji santrali, toplam elektrik hacminin yüzde altısını üretiyordu.

AB elektrik iç pazarı

Ayrıca elektrik için bir AB iç pazarı da mevcut. Üye ülkelerin, birbirleri için en elverişli üretim koşullarından faydalanmaları öngörülüyor. Rüzgarlı ve güneşli saatlerde, Almanya düzenli olarak ihracatçı olurken, karanlık havalarda ise ithalatçı konumuna düşüyor. 2024’te satın alınan elektriğin çoğu, talebinin yüzde 70’ini yıl boyunca sürekli kullanılabilir olan nükleer enerji santrallerinden karşılayan Fransa’dan geldi. Danimarka ve İsviçre, tedarikçiler arasında ikinci ve üçüncü sırada yer aldı.

İthalat ve ihracatta Avrupa Elektrik Borsası’ndaki cari fiyatlar esas alınıyor. Tüketiciler, ayrıca ilgili ulusal vergi ve harçları da ödemek zorunda. Almanya’da elektrik fiyatının yaklaşık yüzde 30’unu şebeke ücretleri oluşturuyor. Bu ücretler, elektrik şebekelerinin genişletilmesi için yapılan masraflar. Vergi ve harçların toplamı ise üçte birin biraz altında.

Diğer Avrupa ülkelerindeki fiyatlar

Avrupa’nın hiçbir yerinde elektrik, Almanya’da olduğundan daha pahalı değil. Federal İstatistik Dairesi’ne göre, Almanya’da üç ila dört kişilik bir aile 2024 yılında kilovat saat başına yaklaşık 40 sent ödedi.

İrlanda ve Danimarka’da bu rakam 37 sent olurken, Çek Cumhuriyeti, Belçika ve İtalya’da ise 33 sent civarındaydı.

Öte yandan, elektriğin devlet tarafından sübvanse edildiği Macaristan ve Bulgaristan’da tüketiciler kilovat saat başına yalnızca on sent ödedi.

Almanya’da ise sübvansiyonlardan sadece sanayi şirketleri yararlanabiliyor. Buna rağmen özellikle enerji yoğun şirketler, enerji maliyetlerinin hâlâ çok yüksek olduğundan ve bunun rekabeti zorlaştırdığından şikayet ediyor.

Ukrayna savaşının fiyatlara etkisi

Sanayi kuruluşları, 2021 yılında kilovat saat başına yaklaşık on iki sent ödemeye devam ederken, Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin ardından bu rakam 2022 yılında 50 sentin üzerine çıktı.

Şirketler için vergi ve harçlar 1 Temmuz 2022’de önemli ölçüde azaltıldı.

Sanayi elektriğinin fiyatı şu anda 17 sent civarında. Ancak bu miktarda, Almanya’nın ekonomik rekabet içinde bulunduğu ülkelerle kıyaslandığında yine de oldukça fazla.

Örneğin 2023 yılında Almanya’da otomotiv sektöründeki şirketler, Çin’deki rakiplerine kıyasla iki kat, ABD’deki benzer şirketlere kıyasla ise neredeyse üç kat daha fazla elektrik ücreti ödedi.

Ekonominin en acil talebi: Elektrik fiyatlarının düşürülmesi

Elektrik fiyatlarının önemli ölçüde düşürülmesi, ekonominin en acil taleplerinden biri olmaya devam ediyor. SPD’li Başbakan Olaf Scholz, AB Komisyonu’na üye devletlerin, özellikle enerji yoğun şirketler ya da batarya üreticileri için elektrik fiyatlarını daha fazla sübvanse etmelerine izin vermesini önerdi.

Hristiyan Birlik (CDU/CSU) partilerinin başbakan adayı Friedrich Merz ise seçim programında, şebeke ücretlerinin yarıya indirileceğini ve enerji yoğun şirketler için elektrik vergisinin daha da düşürüleceğini vaat ediyor.

Ancak bunun nasıl finanse edileceği belirsiz.

Alice Weidel ise başbakan adaylığına seçilmesinin ardında yaptığı konuşmada kendi liderliğinde kurulacak bir hükümetin tüm rüzgar türbinlerini yıkacağını söyledi. “Kahrolsun bu utanç yel değirmenleri” diyen Weidel iktidara gelmeleri halinde nükleer enerji santrallerini yeniden devreye sokacağını duyurdu.

Kesin olan şu ki, yenilenebilir enerjilerin, elektrik şebekelerinin ve depolama seçeneklerinin daha da genişletilmesi, uzun yıllar boyunca yüksek maliyetler getirmeye devam edecek.

Rüzgar ve güneş enerjisinin finansal faydaları, ancak altyapı tümüyle hazır olduğunda gerçek anlamda ortaya çıkacak.