Dortmund’daki bazı restoranlar, açık büfede israf yapan müşterilere ceza uyguluyor. Sendika destek veriyor, ama gelirin adil dağılımını talep ediyor.
Dortmund’daki bazı restoranlar, açık büfede tabaklarını doldurup yiyecekleri israf eden müşterilere ceza kesmeye başladı. Bu uygulama, özellikle “All you can eat” (dilediğince ye) konseptinde sıkça karşılaşılan israf sorununa karşı geliştirildi. NGG (Gıda, Zevk ve Konaklama Sendikası) Dortmund şubesi uygulamayı destekliyor ancak belirli kuralların getirilmesini talep ediyor.
Müşterilerin çoğu gözlerinin açlığına yenik düşerek tabaklarını fazlasıyla dolduruyor ama hepsini tüketemiyor. Artan yiyeceklerse çöpe gidiyor. Bazı Dortmund restoranları bu davranışı caydırmak için doğrudan cezai yöntem uyguluyor. Örneğin, Unionviertel semtindeki “Lahuhu” adlı restoran, yenmeyen her 100 gram yemek için 3 euro ücret talep ediyor. Bu kural restoranın girişinde ve masalarda açıkça bildiriliyor.
NGG Dortmund yöneticisi Torsten Gebehart, bu tür cezaların etkili olduğunu belirterek, “Disiplin euro’su sayesinde çok daha az yemek çöpe gidiyor,” dedi. Ancak Gebehart, bu paraların sadece işletme sahiplerinin cebine girmemesi gerektiğinin de altını çizdi. Ona göre, toplanan ücretlerden mutfak çalışanları ve servis elemanları da faydalanmalı. Ayrıca bir kısmı sosyal projelere, örneğin “Brot für die Welt” gibi yardım kuruluşlarına aktarılabilir.
Almanya’da her yıl 10,8 milyon ton yiyecek çöpe atılıyor. Bunun yaklaşık 2 milyon tonu restoranlar, kantinler ve benzeri kurumlar tarafından oluşturuluyor. Bu, ülke genelindeki gıda israfının yüzde 18’ine denk geliyor. Gebehart, israfın çevreye ve işletmelere verdiği zararın büyük olduğuna dikkat çekiyor. Haftalık yüzlerce euroya ulaşan yiyecek kaybının, personel maaşlarına ya da iyileştirmelere yönlendirilmesinin çok daha faydalı olacağını savunuyor.
Sendikaya göre, bu tür uygulamalar müşteri bilincini artırmak adına önemli. Et, balık, sebze ve meyve gibi ürünlerin hem maddi hem insani değeri olduğuna vurgu yapan Gebehart, “İnsanların kafasında artık bir şeylerin değişmesi gerekiyor,” dedi.
