Almanya'da gelir eşitsizliği artarken, yoksulluk oranı da yükseliyor. Yeni bir araştırma, düşük gelirli kesimlerin hükümete olan güveninin azaldığını ve toplumda kaygıların arttığını gösteriyor.
Almanya’da gelir dağılımındaki eşitsizlik hızla büyürken, halk arasında yoksulluk ve geleceğe dair kaygılar da giderek artıyor. Düsseldorf’taki Hans Böckler Vakfı bünyesindeki Alman Ekonomik ve Sosyal Araştırma Enstitüsü (WSI) tarafından yayımlanan yeni bir rapor, ülkedeki gelir uçurumunun genişlediğine ve bunun toplumda ciddi bir huzursuzluğa yol açtığına dikkat çekiyor.
Rapora göre, Almanya’daki gelir eşitsizliğinin göstergesi olan Gini katsayısı, 2010 ile 2021 yılları arasında artarak 0,282’den 0,31’e yükseldi. Bu artış, ülke genelinde gelirlerin daha dengesiz bir şekilde dağıldığını ve zengin ile fakir arasındaki uçurumun giderek derinleştiğini gösteriyor. Gini katsayısının yükselmesi, ekonominin büyüdüğü bir dönemde bile gelir dağılımında daha fazla eşitsizliğin ortaya çıktığını işaret ediyor.
Almanya’da yoksulluk sınırının altında yaşayanların oranı da son yıllarda önemli bir artış gösterdi. 2010 yılında bu oran yüzde 14,2 iken, 2021’de yüzde 17,8’e çıktı. Yoksulluk sınırı, net hane gelirinin ortalama gelirin yüzde 60’ından az olan kişiler için belirleniyor. WSI’ye göre, tek kişilik bir hane için bu sınır, aylık 1350 euro olarak belirlenirken, dört kişilik bir hane için bu rakam 2830 avroya kadar çıkıyor.
Araştırmada dikkat çeken bir diğer bulgu ise, düşük gelirli ve yoksul kesimlerin, hükümetin ve siyasilerin politikalarına olan güvenlerinin giderek azaldığı. Çalışmaya katılanların üçte biri, “Hükümet partileri halkı aldatıyor” görüşüne katıldığını belirtti. Bu durum, toplumda ciddi bir politik yabancılaşma yaşandığının göstergesi olarak değerlendiriliyor.
WSI araştırmacılarından Dorothee Spannagel, Almanya’nın son yıllarda büyük bir “katılım krizi” yaşadığını ifade etti. Spannagel, “Bu kriz, maddi ve duygusal-öznel olmak üzere iki yönlü bir sorun. Yoksulluk içindeki insanlar için, günlük yaşamda karşılaştıkları maddi zorluklar, başlıca kaygı kaynağı. Aynı zamanda bu kesim, siyasi sisteme olan ilgisini kaybediyor,” dedi. Spannagel, yoksul kesimin hem sayısının arttığını hem de diğer toplumsal kesimlere göre daha da yoksullaştığını belirtti.