Almanya, Rus gazına bağımlılıktan kurtulmak için ne yaptı?

HABER MERKEZİ – Almanya’da bugünlerde birkaç ay öncesine kıyasla çok daha iyimser bir manzarayla karşı karşıyayız. Sıcak şarap kokulu Noel pazarları ışıl ışıl. Almanya’nın Rus gazından bağımsızlaşmak için olağanüstü hızla yaptığı hazırlıklar şimdilik yolunda ilerliyor gibi. Dün sabah parlamentoda milletvekillerine seslenen Almanya Başbakanı Olaf Scholz, “Bu kış için enerji güvenliğini garanti altına aldık” dedi. Almanya,

PANORAMA - NEWS 24 Kasım 2022 EKONOMİ

HABER MERKEZİ – Almanya’da bugünlerde birkaç ay öncesine kıyasla çok daha iyimser bir manzarayla karşı karşıyayız. Sıcak şarap kokulu Noel pazarları ışıl ışıl.

Almanya’nın Rus gazından bağımsızlaşmak için olağanüstü hızla yaptığı hazırlıklar şimdilik yolunda ilerliyor gibi.

Dün sabah parlamentoda milletvekillerine seslenen Almanya Başbakanı Olaf Scholz, “Bu kış için enerji güvenliğini garanti altına aldık” dedi.

Almanya, geçtiğimiz aylarda hızlı ve oldukça pahalı bir satın alma operasyonunun ardından gaz depolarını şimdilik doldurmayı başardı.

Kuzey Denizi kıyısında ülkenin ilk sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) terminali rekor hızla inşa edildi.

LNG, gazın -160C’ye kadar soğutulup sıvı hale getirilmiş ve böylece 600 kat daha az yer kaplayan hali.

Sıvı hale getirilen bu gaz ham petrol gibi tankerlerle taşınabiliyor, varış noktasında tekrar gaza dönüştürülüyor ve diğer doğal gazlar gibi ısınma, pişirme ve enerji için kullanılabiliyor.

Almanya’da kurulan terminal dünyanın birçok yerinden ithal edilen LNG’nin depolanmasını sağlayacak.

Son derece hantal bürokrasisiyle tanınan Almanya’nın normal şartlarda bu tür bir projeyi hayata geçirmesi yıllar sürer.

Ancak böylesine bir kriz karşısında yetkililer kuralları çiğnemeye karar verdi ve terminal 200 günden az sürede tamamlandı.

Terminalin en önemli özelliklerinden bir tanesi “yüzen depolama ve yeniden gaza dönüştürme ünitesi (FSRU)”.

Bu ünite henüz terminale demirlenmedi.

Aslında LNG’nin yeniden gaza dönüştürüldüğü bir çeşit tekne olan FSRU’nun günlük 200 bin euroya kiralanacağı belirtiliyor.

FSRU’nun çalışır hale gelmesiyle birkaç hafta içinde ABD, Norveç veya Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkelerden gelen tankerler ülkenin kuzeyindeki Wilhelmshaven Limanı’na LNG teslim edebilecek.

Artık neredeyse tamamen Alman hükümeti tarafından kontrol edilen terminalin işletmecisi Uniper, tedarikçileri hakkında bilgi vermese de sözleşmelerin yürürlükte olduğunu söylüyor.

Wilhelmshaven’ın ardından beş tane daha LNG terminali kurulması planlanıyor.

Çoğunun gelecek yıl tamamlanması bekleniyor.

Almanya’da birçok endüstri bu projenin başarılı bir şekilde yürürlüğe girmesini bekliyor.

Örneğin Wilhelmshaven’dan yarım saat uzaklıkta bir tuğla fabrikasının işletmecisi Ernst Buchow, “Eğer gaz olmazsa bizim de fırınımızı kapatmamız gerekecek” diyor.

Buchow’un tuğlaları dev bir fırında, 1200C sıcaklıkta pişiyor.

Bir gün yeşil hidrojene geçmeyi umsa da Buchow bunun zaman alacağını söylüyor ve şimdilik, tamamen sabit bir gaz kaynağına bağlı bir şekilde çalışmak zorunda olduğunu söylüyor.

Almanya’nın dünyada yarattığı dengesizlik
Bundan yalnızca bir yıl önce Rusya, Almanya’nın gazının yüzde 60’ını sağlıyordu.

Bunun büyük bir kısmı Kuzey Akım Boru Hattı aracılığıyla getiriliyordu.

Almanya hükümeti ikinci bir Kuzey Akım boru hattının açılmasını ve böylece ithal edilen gaz miktarının iki katına çıkarılmasını hedefliyordu.

Alman Federal Ağ Ajansı yetkilileri Almanya’nın şimdilik idare ettiğini söylese de uzmanlar kış aylarında enerji kıtlığı yaşamamak için LNG terminallerinin gelecek yılın başında devreye girmesi ve gaz tüketiminin yüzde 20 oranında azalması gerektiğini belirtiyor.

Almanya’nın bu noktaya gelmiş olması çok büyük bir başarı olarak görülebilir ama maliyeti çok yüksek.

Dünyanın en zengin ülkelerinden biri olan Almanya istediği her şeyi genellikle elde edebiliyor.

Ülkenin sıvılaştırılmış doğal gaza doğan ilgisi de küresel talebi etkiliyor ve Bangladeş ve Pakistan gibi çok daha fakir ülkeleri savunmasız bir konumda bırakabiliyor.

Willy Brandt Kamu Politikası Okulu’nda Profesör olan Andreas Goldthau, “Bu noktada piyasanın dışında kalan ve artık ihtiyaç duydukları LNG’yi tedarik edemeyen bir sürü ülke oluyor. Bunlar özellikle gelişmekte olan ülkeler” diyor.

Goldthau bu ülkelerin “Avrupa’ya ve özellikle Almanya’ya kıyasla alım gücünün çok daha düşük” olduğunu söylüyor.

Goldthau bu yüzden dünyanın birçok yerinde enerji kesintileri yaşanabileceği ve ülkelerin kömür gibi “çok daha kirli” fosil yakıtlara yönelmek zorunda kalabileceğini ekliyor.