Almanlar bakın neden kredi kartı kullanmıyormuş?

Almanlar bakın neden kredi kartı kullanmıyormuş?

Berlin'de bir kafeye giriyorsunuz. Kahveniz geliyor, hesabı istiyorsunuz. Cebinizden kredi kartınızı çıkarıyorsunuz. Kasadaki görevli hafifçe gülümsüyor ve o meşhur cümleyi kuruyor: “Maalesef, sadece nakit.” Dünyanın en teknolojik ülkelerinden biri, hâlâ kredi kartına mesafeli ve işte bunun sebebi..

PANORAMA-NEWS 10 Kasım 2025 EKONOMİ

Dünyanın en güçlü ekonomilerinden biri… Otomobilin, mühendisliğin, teknolojinin kalbi… Ama konu ödemeye geldiğinde hâlâ cebinde nakit taşıyorlar. Bir kafede hesabı ödemeye çalıştığınızda “Kredi kartı geçerli mi?” diye sorduğunuzda alacağınız yanıt genellikle aynı: “Maalesef, sadece nakit veya EC-Karte.” Dijitalleşmenin lideri bu ülke, ödemelerde ısrarla 1990’larda yaşıyor. Peki neden?

Bu tuhaf görünen alışkanlığın cevabı ekonomiden çok kültürde gizli. Almancada “borç” anlamına gelen Schulden kelimesi, “suçluluk” veya “kabahat” anlamına gelen Schuld sözcüğüyle aynı kökten geliyor. Yani Almanca konuşan biri için “borçlanmak” yalnızca mali bir eylem değil, ahlaki bir yük. Kredi kartı ise tam tersine, “sahip olmadığın parayı harcamanın” sembolü. Bu yüzden Almanlar için kredi kartı sadece bir ödeme aracı değil, borç batağının kapısı gibi algılanıyor.

Bu kültürel refleksin arkasında tarihsel bir travma da var. 1920’lerdeki Weimar Cumhuriyeti hiperenflasyonu, paranın bir gecede değersizleştiği o korkunç dönem, hâlâ kolektif hafızada taze. O dönem, Almanlara bir dersi kazıdı: “Biriktirmek erdemdir, borçlanmak zayıflıktır.”

Almanların kredi kartından uzak durmasının bir diğer nedeni de mahremiyet takıntısı. Doğu Almanya döneminde Stasi tarafından yıllarca izlenen, fişlenen halk, kişisel veriler konusunda son derece hassas. Bugün bile birçok Alman, Google Haritalar’daki evini bulanıklaştırmayı tercih ediyor. Çünkü gözetlenmek, geçmişlerinden gelen bir korku. Kredi kartı kullanmak onlar için sadece bir ödeme yöntemi değil, bir iz bırakmak anlamına geliyor. Nerede, ne zaman, ne aldığınızı banka bilir. Bu nedenle nakitle ödemek, onlar için bir tür özgürlük manifestosu: “Benim hayatımı kimse takip edemez.”

Almanlar kart kullanmıyor mu? Elbette kullanıyorlar. Ama onların tercihi kredi kartı değil, Girocard, eski adıyla EC-Karte (Electronic Cash). Bu kartla yapılan her ödeme, anında banka hesabından çekiliyor. Yani “borç para” değil, “mevcut para” harcanıyor.

Bu sistem küçük işletmelerin de işine geliyor çünkü Girocard işlemlerinde komisyon oranı çok düşük. Bu yüzden Almanya’da birçok kafe, fırın ve restoran hâlâ “kredi kartı geçmez” tabelasını gururla asıyor. Bir Alman için bu, geri kalmışlık değil; disiplinli bir finans anlayışının göstergesi.

Almanya’da ortalama bir vatandaş, cüzdanında her zaman en az 100 Euro nakit taşır. Çünkü nakit, kontrol hissidir. Parayı fiziksel olarak görmek, ne kadar harcadığını bilmek demektir. Kredi kartı ise “görmeden kaybolan para” algısı yaratır. Almanlar, o kaybolan hissin yarattığı endişeden hoşlanmaz.

Pandemi, temassız ödemeleri artırsa da Almanların nakit tutkusu kolay kırılmadı. Genç nesil dijital ödemelere daha açık olsa da, yaşlı kuşak hâlâ pos cihazına temkinli bakıyor. Apple Pay, Google Pay ve PayPal popülerleşse de “Bargeld ist König” (Nakit kraldır) sözü Almanya’da hâlâ geçerliliğini koruyor.

ÖNE ÇIKANLAR