Alman iş dünyasından ‘Çin olmadan yapamayız’ uyarısı

HABER MERKEZİ – Çin, son 6 yıldır Almanya’nın en büyük ticaret ortağı olarak kayıtlara geçerken, Alman kamuoyu, son dönemde Rusya’ya enerji bağımlılığının enerji kriziyle sonuçlanmasının ardından Çin’e olan ekonomik bağımlılığı tartışıyor. Almanya’da hükümet, ekonomik olarak Çin stratejisini değiştirmek için çalışmalar yürütürken, Çin’in ekonomi için önemini vurgulayan Alman iş dünyası, ‘Çin olmadan yapamayacakları’ uyarısında bulunuyor. HÜKÜMETTEN

PANORAMA - NEWS 27 Aralık 2022 EKONOMİ

HABER MERKEZİ – Çin, son 6 yıldır Almanya’nın en büyük ticaret ortağı olarak kayıtlara geçerken, Alman kamuoyu, son dönemde Rusya’ya enerji bağımlılığının enerji kriziyle sonuçlanmasının ardından Çin’e olan ekonomik bağımlılığı tartışıyor.

Almanya’da hükümet, ekonomik olarak Çin stratejisini değiştirmek için çalışmalar yürütürken, Çin’in ekonomi için önemini vurgulayan Alman iş dünyası, ‘Çin olmadan yapamayacakları’ uyarısında bulunuyor.

HÜKÜMETTEN BAĞIMLILIĞI AZALTMA PLANI

Alman basınına yansıya haberlere göre, Almanya Ekonomi ve İklim Koruma Bakanlığı, ülkenin ekonomik olarak Çin stratejisini değiştirmek için çalışmalar yürütüyor.

Almanya’da hükümet, Çin’in ham maddelerine, bataryalarına ve yarı iletkenlerine olan bağımlılığı azaltmak için Çin ile yeni bir ticaret politikası üzerinde çalışıyor.

Bakanlık çalışanlarının hazırladığı 100 sayfalık taslak raporda, Alman-Çin ilişkilerindeki ekonomik bağımlılığa dikkati çekilerek, Çin’e olan bağımlılığın azaltılması ve tedarik yollarının genişletilmesine yer veriliyor.

‘180 DERECELİK DÖNÜŞ YAPMAMALIYIZ’

Almanya Sanayi ve Ticaret Odaları Birliği (DHIK) Başkanı Peter Adrian, Alman Haber Ajansı’na (DPA) yaptığı açıklamada, Çin’e yönelik strateji değişikliğinin Alman şirketleri için olumsuz sonuçları olacağı konusunda uyarıda bulundu.

Adrian, Çin’in Almanya için hala çok önemli bir ‘ekonomik alan’ olduğuna işaret ederek, “Rusya ile olan deneyimlerimizden kesinlikle safça bağımlılıklara koşmamamız gerektiğini öğrendik. Ancak bu farkındalığa dayanarak 180 derecelik bir dönüş yapmamalıyız” ifadelerini kullandı.

Çin’de faaliyet gösteren çoğu Alman şirketinin Çin’deki yerel pazar için üretim yaptığını hatırlatan Adrian, “Buradaki tartışmalarda bu genellikle göz ardı ediliyor. Tabii ki son birkaç yılın krizlerinden öğrenilen derslerden biri de iş risklerinizi daha eşit bir şekilde dağıtmaktır. Şirketler, şu anda bunu çok güçlü bir şekilde yapıyor. Ancak Çin’den tamamen uzaklaşma fikri gerçekçi değil. Federal hükümetten daha fazla pragmatizm ve daha az ideoloji görmek istiyoruz” değerlendirmesinde bulundu.