Siyasi gerilimin faturası kime?

YORUM * – Büyük bir düşünür merkezde küçük bir açı sapmasının merkezden uzaklaştıkça kapanmaz mesafeler açacağını dile getirir. Bunu adeta yaşar gibiyiz. Siyaseti merkez kabul edecek olursak siyasilerin ‘küçük’ sapmaları aşağılarda hayatı, daha özelde ise birlikte yaşama hayatını tam anlamıyla zora sokuyor. Tanıdığımız ve iyi niyetinden şüphemiz olmayan bir Alman öğretmenle konuşuyoruz. Yabancıların ve Dortmund’da

PANORAMA - NEWS 27 Mart 2017

YORUM * – Büyük bir düşünür merkezde küçük bir açı sapmasının merkezden uzaklaştıkça kapanmaz mesafeler açacağını dile getirir. Bunu adeta yaşar gibiyiz. Siyaseti merkez kabul edecek olursak siyasilerin ‘küçük’ sapmaları aşağılarda hayatı, daha özelde ise birlikte yaşama hayatını tam anlamıyla zora sokuyor.

Tanıdığımız ve iyi niyetinden şüphemiz olmayan bir Alman öğretmenle konuşuyoruz. Yabancıların ve Dortmund’da Türk çocuklarının çok yoğun olduğu bir Gesamtschule’de çalışıyor. Alman ve Türk siyasilerin özelliklede “Nazi benzetmesi” sonucu okulda yaşadıklarını anlatarak adeta öğretmenlikten soğumuş.

Bu benzetmeden ve iki devlet arasındaki gerginlikten sonra okulda Türk çocuklarında özelliklede erkek çocuklarında çok sert bir değişiklik olmuş. Çocukların sınıfta öğretmenlere karşı tavırlarında daha saygısız, milliyetçilik damarı kabarmış, Almanlara ve hatta Almanya’ya karşı sadece olumsuz bakışlar sergileyen bir bakış açısı ile konuştuklarını dile getirdi.

Çocukların kendi aralarındaki konuşmalar daha da sert geçiyormuş. Televizyonlardan dinlenilen bilgi kırpıntıları ile tartışmalara girildiğini ve karşıdaki Alman çocuklarına doğrudan siz ‘Nazi siniz’ dokundurmaları ve hatta bazen doğrudan Nazi yakıştırmalarının olduğunu söyledi. Bayan öğretmen bu kadar düşüncesiz olunmasına anlam veremiyor.

Galiba diyor “Bunlar bizim bu konuda ne kadar hassas olduğumuzu bilmiyorlar.” diyor. Bayan öğretmen kimseye söylemediğini ve asla da söylemek istemediği şu soruyu soruyor: “Ya Almanya kötü ise ve biz dedikleri gibiysek, üstelik kendi memleketleri de bu kadar güzel ve çok iyi bir siyasi düzen var iken, kişisel haklar çok iyi ise, niçin memleketlerine geri dönmüyorlar?” ve arkasından da ilave ediyor:

“Yanlış anlama bu cümlemi merak ettiğim için soruyorum.” diyor. Yıllardır Almanya’da entegrasyon ve uyum denildi ve binlerce program yapıldı ve on binlerce Euro harcandı. Peki bu gelinen durumda uyum ve birlikte yaşam mümkün mü!

Ben sanıyorum anlatmaya çalıştığım bu küçük hadise toplumun her kesiminde bir türlü yaşanıyordur. Bir taraf “Nazi” sözünden diğer taraf “Memleketine dön o zaman” sözünden rahatsız. Nasıl oldu da iki tarafta hassas olunan bu iki konuda umursamaz duruma geldiler! İşte siyasilerin küçük gibi görünen düşüncesiz sözleri elli yıllık büyük gayretlerle oluşturulan beraber yaşama kültürünü dinamitleyebiliyor. O zaman siyasiler olabildiğince çok dikkatli ve seçici ifadeler kullanmak zorundalar.

Ama toplumun katmanlarındaki kişilerde üzerlerine düşen sorumluluk gereği siyasilerin ifadelerine kendilerini kaptırmadan daha yapıcı bir dil ile iletişim kurmak zorundalar. Elli yıllık kazanımlar daha yeni yeni meyvesini vermeye başlamış iken bunların heba olmasına engel olma gayreti içinde olmaya çalışmalıdırlar. Unutmamak gerekir ki, bu huzura göçmenlerin Almanlardan daha fazla ihtiyaçları var.

Peki bu devam ederse ne mi olur!

Okulda dezavantajlı olan çocuklarımız daha büyük zararlar görürler. Ve “O zaman niçin geri dönmüyorsun?” sorusunun altında ezilmek zorunda kalınır.

* MEHMET ÖZCAN