Prof. Dr. Aziz Sancar’ın davetiyle ABD’ye araştırmacı olarak giden ve şu an Harvard Tıp Fakültesi’nde görev yapan 36 yaşındaki Dr. Mehmet Furkan Burak, geçen yılın ardından bu yıl da ABD’de ‘yılın en iyi doktorları’ listesine seçildi. Dr. Burak mesleği seçmesinde, 14 yaşında hayatını kurtaran doktorun önemli rol oynadığını söylüyor.
Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencisiyken Prof. Dr. Aziz Sancar’ın davetiyle Amerika Birleşik Devletleri’ne araştırmacı olarak giden ve şu an Harvard Tıp Fakültesi’nde hem araştırma yapıp hem de ders veren Dr. Mehmet Furkan Burak, geçen yılın ardından bu yıl da ABD’de ‘yılın en iyi doktorları’ listesine seçildi. Köklü sağlık değerlendirme kuruluşu Castle Connolly tarafından ülkedeki tüm doktorların puanlandığı ve yalnızca yüzde 6’sının girmeye hak kazanabildiği bu listede yer alan Dr. Burak, şubat ayında yayınlanan Boston Magazine dergisinde de şehrin en iyi doktorlarından biri olarak gösterildi. 36 yaşındaki Dr. Burak’ın tıp dünyasında imza attığı önemli işlerin temelinde, 14 yaşındayken hayatını kurtaran bir doktor yatıyor.
Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencisiyken 2007’de Prof. Dr. Aziz Sancar’ın davetiyle, onun laboratuvarında 3 ay araştırmacı olarak çalışan Furkan Burak, okulundan mezun olduktan sonra yine Prof. Dr. Sancar’ın referansıyla Harvard Üniversitesi’nin Genetik ve Kompleks Hastalıklar Bölümünde göreve başladı. Çalışmalarını yaklaşık 12 yıldır Harvard Tıp Fakültesi’nde sürdüren ve şu anda obeziteye karşı geliştirdiği ilacın insanlı deneylerine devam eden Dr. Burak, kariyerini, çalışmalarını ve elde ettiği son başarıyı şöyle anlattı:
“Castle Connolly bağımsız örgütünün ABD’deki bütün hekimlerin sadece yüzde 6’sının girebildiği bu listeye iki yıl üst üste en genç hekim olarak seçilmek beni çok mutlu etti. Bu liste açıklandıktan sonra bir de her şehir kendi ‘en iyi doktorlarını’ seçiyor. O şehrin en prestijli yayın kuruluşları da ‘şehrimizin en iyi doktorları bunlar’ diyerek liste yayınlıyor. Buralara seçilince ABD’de aranan bir doktor oluyorsunuz. Ancak bu benim için manevi değeri yüksek olan bir başarı. Kariyerimde önemli bir noktada yer alan Prof. Dr. Gökhan Hotamışlıgil bunu sosyal medya hesabından duyurdu. Sizi yetiştiren hocalarınıza karşı ‘yüzünüzü kara çıkarmadım’ hissiyatı çok kıymetli.
Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesine başladığımda genetik hocam DNA onarımını Aziz Sancar’ın bulduğundan bahsetmişti. Bir öğrenci olarak bu keşiften çok etkilendim. ‘Ben de bu araştırmalarda yer almak istiyorum’ dediğimi hatırlıyorum. Daha birinci sınıf tıp öğrencisiyken Prof. Dr. Sancar’a, bilim hevesimi anlatan bir e-posta gönderdim. Ardından onun davetiyle 3 ay yanında staj yaptım. Aziz Hoca’yla çalışırken insanlığa nasıl katkı sağlayabileceğimi gördüm. Staj bitip dönünce şişmanlığın ve diyabetin yol açtığı hastalıklar üzerine çalışma başlattım. Bu çalışmalar sonucunda 4’üncü sınıfta Harvard Tıp Fakültesi Joslin Diyabet Merkezi’ne kabul aldım. Aziz Sancar’ın referans mektubunda yazdığı ‘bu zamana kadar çalıştığım tüm stajyerler arasında Furkan’ı ilk 3’e koyuyorum’ cümlesini hiç unutmuyorum.”
23 yaşında Harvard’ın en genç doktoru olarak, moleküler metabolizma üzerine araştırmalar yapmaya başlayan Dr. Burak şöyle devam etti:
“Prof. Dr. Hotamışlıgil ile çalışarak obezite ve diyabette yeni mekanizmalar bulduk, ilaçlar geliştirdik. 32 yaşındayken Harvard Tıp Fakültesi’nde öğretim üyesi olarak göreve başladım. Bir yandan hastanede obezite hastalarını görüyorum, bir yandan laboratuvarda obezite ve ilişkili hastalıklara karşı tedavi geliştirmek üzere çalışmalara devam ediyorum. Geldiğimiz aşamada klinik araştırma grubumuzla keşfettiğimiz bir molekülün obezite tedavisinde kullanımı için insanlı deneyler yürütüyoruz. Ayrıca Harvard ve MIT’nin ortak programı kapsamında iki üniversitede ders veriyorum.
Kendimi hiç ülkemden ayrı düşünmedim. Buradan köprü projeler kurup Türkiye’ye kanalize etmek yaptığım işi daha anlamlı kılıyor. Olabildiğince Türkiye’deki lise ve üniversite öğrencilerini cesaretlendirmeye çalışıyorum. 2012’de başlattığım Harvard Türkiye araştırmacı değişimi programı ile Harvard’lı hocaları Türkiye’ye getirip öğrenci araştırma programlarını koordine ediyorum. Biz kendimizi görev yeri değişmiş Türkiye’nin elçileri olarak görüyoruz.”