Suriye, Beşer Esad’ın devrilmesinin ardından ilk kez yeni bir parlamento oluşturma sürecine giriyor.
Ancak pazar günü yapılacak bu “üye seçimi”, birçok gözlemci ve insan hakları grubuna göre demokratik olmaktan uzak. Yeni parlamentonun üçte biri, ülkenin geçici lideri Ahmed el-Şaraa tarafından doğrudan atanacak. Geri kalan üyeler ise, yine Şaraa’nın atadığı seçim komisyonunun belirlediği yerel komiteler tarafından seçilecek.
Aralık ayında, 13 yılı aşkın süren iç savaşın ve 50 yılı aşan tek aile yönetiminin ardından iktidarı devralan Şaraa, İslamcı güçlerin başında yer alıyor. Yeni parlamentonun oluşumu, Şaraa’nın siyasi gücünü pekiştirme adımı olarak görülüyor.
Toplam 210 üyeden oluşacak mecliste, 70 koltuk doğrudan Şaraa tarafından belirlenecek. Geri kalan 140 üye için ise 1.500’den fazla aday yarışıyor. Adayların yalnızca %14’ü kadın.
Ancak ülkenin Dürzi nüfusun çoğunlukta olduğu Süveyda vilayeti ile Kürtlerin denetimindeki kuzeydoğu bölgeleri sürece dahil edilmeyecek. Bu bölgelerdeki toplam 32 sandalye şimdilik boş kalacak.
Başkent Şam’da emekli bir devlet memuru olan 77 yaşındaki Louay el-Arfi, AFP’ye yaptığı açıklamada, “Otoriteleri destekliyorum ama bu gerçek bir seçim değil. Geçiş döneminde bir zorunluluk, ama biz doğrudan seçimler istiyoruz,”
dedi.
Yeni yönetim, iktidara geldikten sonra Esad dönemindeki göstermelik parlamentoyu feshetmişti. Mart ayında açıklanan geçici anayasaya göre, yeni meclis kalıcı anayasa kabul edilene kadar yasama görevini yürütecek.
Şaraa ise doğrudan seçimlerin şu anda mümkün olmadığını, milyonlarca Suriyelinin kimlik belgelerinin olmaması ve ülke içinde yerinden edilmesi nedeniyle sürecin teknik olarak imkânsız olduğunu savundu.
Yaklaşık 6.000 kişinin katıldığı seçim sürecinde ilk sonuçların pazar akşamı, nihai listenin ise pazartesi günü açıklanması bekleniyor.
Adaylar arasında 1940’lardan bu yana ilk Yahudi aday olan Suriye kökenli Amerikalı Henry Hamra da bulunuyor. Ancak insan hakları örgütleri, sürecin temsiliyet eksikliğini ve Şaraa’nın tek elde güç toplamasını sert biçimde eleştiriyor.
Fransa merkezli Syrians for Truth and Justice direktörü Bassam Alahmad, “Bu sürece ne isim verirseniz verin, ama buna seçim diyemezsiniz,” dedi.
On dört sivil toplum kuruluşunun yayımladığı ortak bildiride ise, “Şaraa’nın süreç üzerinde tam kontrol sahibi olduğu ve kendisine sadık bir meclis oluşturabileceği” vurgulandı.
Şam’daki adaylardan Mayssa Halwani (48), eleştirilerin “normal” olduğunu belirterek, “Hükümet yeni, özgürlük de bizim için yeni,”
ifadelerini kullandı.
Kürt bölgesinden öğretmen Nishan İsmail (40) ise, “Seçimler Esad’ın düşüşünden sonra yeni bir siyasi başlangıç olabilirdi, ancak birçok bölgenin dışlanması siyasal katılımın sınırlandığını gösteriyor,” dedi.
Güneydeki Süveyda kentinde yaşayan aktivist Burhan Azzam (48) ise daha sert konuştu: “Yetkililer Suriye’de siyasi hayatı bitirdi. Bu süreç, demokrasinin temel kurallarına saygı duymuyor.”
