Saldırıdan kurtulan Türk katliamı anlattı!

HABER MERKEZİ – Yeni Zelanda’da 2 camiye yönelik düzenlenen ve 49 kişinin öldüğü İslamofobik terör saldırısından yaralı olarak kurtulan Türk vatandaşı Mustafa Boztaş, terör saldırısında yaşananları anlattı. Boztaş, “Ölü taklidi yaptık, ancak saldırgan anlayınca bize de sıktı” dedi. Mustafa Boztaş, Yeni Zelanda’da camileri hedef alan ve 49 kişinin ölümüyle sonuçlanan saldırılardan yaralı kurtulan iki Türk’ten biri…Boztaş,

PANORAMA - NEWS 15 Mart 2019 DÜNYA

HABER MERKEZİ – Yeni Zelanda’da 2 camiye yönelik düzenlenen ve 49 kişinin öldüğü İslamofobik terör saldırısından yaralı olarak kurtulan Türk vatandaşı Mustafa Boztaş, terör saldırısında yaşananları anlattı. Boztaş, “Ölü taklidi yaptık, ancak saldırgan anlayınca bize de sıktı” dedi.

Mustafa Boztaş, Yeni Zelanda’da camileri hedef alan ve 49 kişinin ölümüyle sonuçlanan saldırılardan yaralı kurtulan iki Türk’ten biri…Boztaş, saldırı sırasında ölü taklidi yaptı ancak saldırgan bunu fark edince Boztaş ve yanındakilere silahla ateş açtı. Bacağından yaralanan Boztaş, bir pencereden kaçmayı başardı.

Boztaş saldırı anını şöyle anlattı; “Cuma namazı için camiye gitmiştim. Hoca vaaz verirken sesleri duyduk. Hepimiz kaçmaya çalıştık, ama en önde kenarda sıkıştık. Bir iki kişi ölü taklidi yaptık, ancak taklit yaptığımızı anlayınca bize de sıktı. Pencereden kaçtık.”Bacağından yaralanan Boztaş, ameliyata alınmayı bekliyor.

Yeni Zelanda’nın Christchurch kentinde iki ayrı camiye saldırı düzenlendi. Ölümden son anda kurtulan görgü tanıkları, korkunç anları alttı.

Görgü tanığı Ramzan Ali şu şekilde konuştu:

“İmam cuma vakti vaaz veriyordu. Saat 13.42 gibiydi ve ateş açıldı. Saldırgan içeri girdi, özel bir amaçla vuruyordu. Ben onu görmedim çünkü yere eğilip sıranın altına saklanmıştım. Başımı kaldırırsam vurulurum diye düşündüm. Hayatta kalmayı diledim. Saldırı bittikten sonra camiden en son ben çıktım. Kapıda çok sayıda cansız beden vardı.”

Mohamed Jama, dehşet anlarını şu sözlerle özetledi:

“Saat 13.40’tı. Bahçe kapısıdan girdi, bir kişiyi geçti. Bir kişiyi vurdu 160 metrede. Kaskı ve gözlükleri vardı. Askeri bir kıyafeti ve silahı vardı. Makineli tüfek… Bir silahı daha vardı ve mermileri. Yanımdan geçti, ‘Hey ne yapıyorsun’ dedim. Benimle konuşmadı. Bana uzun uzun baktı. Sonra da etrafa ateş etmeye başladı. Ben kaçtım, sonra içeri girdi bir bir herkesi vurdu. Kimi öldü, kimi yaralı.”

Farid Ahmed, kabus anlarını şu sözlerle aktardı:

“Her şey ana odada başlamış olmalı. Çünkü saldırganın koridordan gelmiş olması gerek. Ben odada oturuyordum. Kimin vurduğunu görmedim ama bazı insanların kaçtığını, bazılarının kanlar içinde olduğunu, bazılarının topalladığını gördüm. İşte o zaman durumun ciddiyetini anladım.”