Yazılım mühendisi Devon Zuegel, çocukluk yıllarında unutulmaz anılar biriktirdiği New York’taki huzurlu bir kasabada geçirdiği zamanın ardından, tamamen farklı bir yaşam tarzı arayışına girdi. Bu arayış, onu ‘Esmeralda’ adını verdiği, yavaş büyüyen ve sürdürülebilir kasaba kurmaya itti. Esmeralda, sadece bir kasaba mı, yoksa milenyum kuşağının yeni ütopyası mı olacak?
Devon Zuegel, Stanford Üniversitesi’nden mezun olduktan sonra 2016’da yazılım mühendisliği kariyerini San Francisco’da sürdürmeye başladı. Ancak pandemi süreci, Zuegel’in yaşamını köklü bir şekilde değiştirdi.
Zuegel ve eşi, bu süreçte Zuegel’in çocukluk yıllarında büyükannesini ziyaret ettiği ve unutulmaz anılar biriktirdiği New York’taki göl kenarında bulunan ‘Chautauqua’ adlı tatil kasabasına geçici olarak taşındılar.
Chautauqua’yı diğer kasabalardan ayıran ilginç bir özelliği bulunuyor. Burası yaz aylarında adeta bir ‘ütopyaya’ dönüşüyor. Küçük kasaba, yürüyerek gezilebilen, aile dostu ve kültürle dolu bir alan oluyor. 7 binden fazla kişi, günlerini oyunlar, senfoni performansları ve kültürel etkinliklerle geçirebilmek için kasabaya akın ediyor.
Bir akşam, Zuegel’in eşi “Neden böyle yerler çok fazla yok?” diye sordu. Bu soru, Zuegel’in, San Francisco’nun kuzeyinde bulunan ‘Sonoma Şarap Ülkesi’nde (Şarap üretimiyle ünlü bir bölge. Dünya çapında tanınan şarap bağları ve şarap üreticileriyle biliniyor) ‘Esmeralda’ adını verdiği küçük bir kasaba kurma fikrini ortaya çıkardı.
Zuegel, Chautauqua’nın yanı sıra Colorado’daki Vail, Güney Carolina’daki Charleston ve Arizona’daki araçsız mahalleler gibi benzer yerleşimlerden ilham aldı.
Zuegel, Esmeralda’yı inşa ederken, Chautauqua’daki kasaba arşivcisinin kendisine öğrettiği en önemli dersin ‘yavaş büyüyen model’ olduğunu söylüyor. 1874’te öğretmenler için bir inziva yeri olarak kurulan Chautauqua, zaman içinde bir kasabaya dönüşmüş ve bu süreç yıllar almıştı.
Katılımcılar, ilk yıllarda çadırlarda kalırken, zamanla ailelerini getirmiş ve kalıcı yaşam alanlarına geçiş yapmışlardı. Zuegel, Chautauqua örneğinden ilham alarak, Esmeralda’yı kademeli ve dikkatlice büyütmeyi planlıyor.
Aslında Amerika’da, benzer düşünen bireylerin daha iyi bir yaşam için bir araya geldiği topluluklar uzun bir geçmişe sahip. 18. yüzyılda Shakers mezhebi, New England’da ortak mülkiyet esasına dayanan ütopyalar kurmuştu. 19. yüzyılda, Transandantalistlerin sade yaşamı benimseyerek kurdukları topluluklar da bu geleneği sürdürmüştü.
1960’lar ve 1970’lerde ise karşı kültür hareketlerinin etkisiyle, yeni komünler hızla artmıştı. Bugün, Amerika’da 3 bin 500’den fazla bu tarz topluluk bulunuyor. Esmeralda, bu geleneği modern bir şekilde, teknolojiyle ve sürdürülebilirlikle harmanlayarak yeniden şekillendirmeyi amaçlıyor.
Zuegel, Esmeralda’nın geleceğini şekillendirecek ilk adımı atmak için ‘Edge Esmeralda’ adını verdiği bir pop-up etkinlik serisi başlattı. Bu etkinlikler, katılımcılara kasabanın nasıl bir yer olabileceğine dair fikirler sundu.
2024’te yapay zeka, uzun ömür ve inziva gibi konularda 25 farklı program düzenlendi ve 1300’den fazla katılımcı bu etkinliklere katıldı. Güneş enerjili evler inşa etmekten, nöroteknoloji atölyelerine kadar çeşitli etkinlikler düzenlendi. Zuegel, bu etkinliklerin, Esmeralda’nın temellerini atmaya ve topluluğun bir parçası olmak isteyen insanları bir araya getirmeye yardımcı olduğunu belirtiyor.
Kanadalı üniversite öğrencisi Anson Yu, Business Insider’a yaptığı açıklamada, “Edge Esmeralda’da geçirdiğim zaman harikaydı. Zuegel’in ekibinin vizyonlarının gerçekten gerçekleşebileceğine dair umudumu pekiştirdi” ifadelerini kullandı.
Esmeralda, yalnızca bir kasaba değil, aynı zamanda milenyum kuşağının değişen önceliklerine yanıt veren bir proje. Zuegel, bu kasaba fikrini, uzaktan çalışma ve esnek yaşam tarzlarının daha fazla kabul görmeye başladığı bir dönemde hayata geçirdi.
Milenyum kuşağı, iş gücüne 2008’deki ekonomik durgunluk sonrasında katıldı ve bu dönemde, özellikle büyük şehirlerde yaşamaya olan ilgileri azalmaya başladı. Bugün, esneklik ve iş-yaşam dengesinin ön planda olduğu bir yaşam biçimi arayışı içerisindeler.
Zuegel, Esmeralda’yı, insanların birbirlerine yakın olabilecekleri, yalnızlık hislerinin azaldığı bir yer olarak tasarlıyor. Sosyolog Dr. Katherine Loflin, milenyum kuşağının büyük şehirlerden ve üniversite kampüslerinden uzak yerlerde de topluluk kurma ihtiyacının arttığını belirtiyor. Zuegel de bu fikri benimseyerek, Esmeralda’yı sadece fiziksel değil, aynı zamanda topluluk duygusu açısından da güçlü bir yer haline getirmeyi hedefliyor.