‘İç güveyisi’ erkeklerin izleri Demir Çağı’nda da bulundu

‘İç güveyisi’ erkeklerin izleri Demir Çağı’nda da bulundu

Araştırmacılar Britanya’daki Kelt topluluklarında erkeklerin kadınların ailelerine katıldığını yani 'matrilokalite' ('İç güveyisi' erkekler) olarak bilinen durumun yaygın olduğunu ortaya çıkardı

PANORAMA - NEWS 16 Ocak 2025 DÜNYA

Neandertallerden kraliyet saraylarına kadar, tarih boyunca kadınların erkeklerin ailelerine katıldığına dair pek çok örnek bulunuyor. Ancak eldeki bulgulara göre Britanya’daki Kelt topluluklarında durum tam tersiydi. Araştırmacılar bu topluluklarda erkeklerin kadınların ailelerine katıldığını yani ‘matrilokalite’ (‘İç güveyisi’ erkekler) olarak bilinen durumun yaygın olduğunu ortaya çıkardı.

Trinity College Dublin’den araştırmanın baş yazarı Dr. Lara Cassidy bulguların, çoğu toplumun erkeklerinin doğdukları yerde kaldığı yani ‘patrilokal’ olduğu yönündeki varsayımları sorguladığını belirtti. Cassidy, “Belki de tarihin bazı dönemlerinde matrilokalite çok daha yaygındı ve bu kadınların geçmişteki rolleri ve toplumlardaki etkileri hakkında önemli bir perspektif sunuyor,” dedi.

Cassidy geçmişte kadınların yalnızca ev içi rollerle sınırlandırıldığına dair önyargının kırılması gerektiğini vurgulayarak şöyle ekledi: “Bugün ve geçmişte birçok toplumda kadınlar büyük bir etkiye ve güce sahipti. Bunu hatırlamak önemli.”

DNA analiziyle gelen bilgi

Araştırmacılar, Nature dergisinde yayımlanan çalışmalarında Dorset’te bir grup mezarlıkta gömülü 50’den fazla bireyin genomlarını inceledi. Bu bireylerin çoğu milattan önce (MÖ) 100 ile milattan sonra (MS) 100 yılları arasında Britanya’nın güney sahilinde yaşayan Kelt kabilesi Durotriges’e aitti.

Dorset bölgesindeki bu mezarlar yalnızca Demir Çağı gömülerinin nadir olması nedeniyle değil aynı zamanda kadınların daha sık değerli eşyalarla gömülmesiyle dikkat çekiyor. Dr. Cassidy, “Bu durum, kadınlar ve erkekler arasında büyük bir statü farkı olmadığını ya da belki de kadınların daha yüksek statüde olduğunu düşündürüyor,” dedi.

Cassidy ve ekibi DNA analizleri de gerçekleştirdi. Mitokondriyal DNA’nın yalnızca anneden çocuklara geçtiğini belirten ekip bireylerin çoğunun aynı kadın soyundan geldiğini buldu.

Matrilokalite ve toplumsal etkiler

Araştırmanın sonuçları kadınların ailelerini terk etmediğini aslında erkeklerin eşlerinin ailelerine katıldığını gösteriyor. Cassidy, erkeklerin Y kromozomlarında büyük bir genetik çeşitlilik bulunduğunu ve bunun erkeklerin diğer bireylerle genetik olarak daha az ilişkili olduğunu ortaya koyduğunu belirtti.

Britanya’daki diğer Demir Çağı mezarları da incelendiğinde matrilokaliteye dair benzer izlere rastlandı. Cassidy bu uygulamanın adada yaygın olduğunu ifade etti.

Araştırma Demir Çağı toplumlarının anaerkil olup olmadığına dair kesin bir kanıt sunmasa da kadınların toplumsal ve ekonomik rolleri hakkında yeni bulgular sağladı.

Cassidy, “Matrilokalite, kadınların sosyal ve siyasi güçlenmesinin güçlü bir göstergesidir,” diyerek kadınların mülk miras alma, arazi kontrolü, yerel ekonomide aktif rol oynama ve toplumsal etki sağlama olasılıklarının daha yüksek olduğunu vurguladı.

Kelt kadınları ve Roma yazıları

Araştırmanın sonuçları, Kelt kadınlarının Roma yazılarında betimlendiği gibi güçlü figürler olduğuna dair genetik kanıtlar sundu.

Max Planck Evrimsel Antropoloji Enstitüsü’nden Dr. Guido Alberto Gnecchi Ruscone, bu bulguların Boudicca gibi Kelt kadınlarının güçlerine ilişkin Roma anlatımlarını doğruladığını belirtti.

Sonuç olarak bu araştırma tarih boyunca kadınların toplumsal rollerine dair yeni bir perspektif sunarak geçmişin yeniden değerlendirilmesine katkı sağlıyor.