Hayvancılıkta gaz salınımına vergi geliyor

Hayvancılıkta gaz salınımına vergi geliyor

Danimarka, hayvancılıktan kaynaklanan metan gazı da dahil olmak üzere tarımsal emisyonlara yönelik dünyanın ilk vergisine son şeklini vererek küresel bir emsal oluşturdu.

PANORAMA-NEWS 21 Kasım 2024 DÜNYA

Danimarka, tarımsal emisyonlar için dünyanın ilk vergisini uygulamaya hazırlanıyor. Bu yeni düzenleme, çiftlik hayvanlarının, özellikle inek ve domuzların metan salınımlarını (gaz salınımları) hedef alıyor. Aylarca süren müzakerelerin ardından, ülkedeki büyük siyasi partiler, çiftçiler, sanayi temsilcileri, sendikalar ve çevre gruplarının desteğiyle nihai bir anlaşmaya varıldı.

2030 yılından itibaren, Danimarkalı çiftçiler her ton metan salınımı için 300 kron (yaklaşık 43 dolar) ödeyecek. Bu miktar, 2035 yılına kadar kademeli olarak 750 krona yükseltilecek. Metan salınımları, karbondioksit eşdeğeri üzerinden hesaplanacak ve hayvancılık sektörü bu düzenlemeden doğrudan etkilenecek.

Danimarka Çevre ve İklim Bakanı Jeppe Bruus, bu düzenlemenin sadece bir başlangıç olduğunu vurgulayarak, “Büyük bir görevle karşı karşıyayız: Tarım arazilerimizin önemli bir kısmını ormanlık alanlara, doğal yaşam alanlarına dönüştürerek fiyortlarımıza yaşamı geri getirmeliyiz,” dedi.

Bunun yanı sıra, hükümetin hedefleri arasında azot kirliliğini azaltmak da bulunuyor. Anlaşmaya göre, 2027 itibarıyla yıllık 13.780 ton azot emisyonunun azaltılması planlanıyor. Anlaşma kapsamında, Danimarka doğasını iyileştirmek ve biyoçeşitliliği artırmak amacıyla 250.000 hektarlık yeni orman alanı oluşturulacak. Ayrıca, şu anda tarım arazisi olarak kullanılan 140.000 hektarlık turba arazisi doğal yaşam alanlarına dönüştürülecek. Danimarka, yüzölçümünün yaklaşık %60’ının tarım alanı olması nedeniyle dünyada en fazla tarım yapılan ülkelerden biri.

Danimarka İklim, Enerji ve Kamu Hizmetleri Bakanı Lars Aagaard, bu anlaşmayı, “Danimarka’nın iklim mücadelesindeki kararlılığını gösteren bir adım” olarak nitelendirdi. Aagaard, geniş siyasi mutabakatın yanı sıra, düzenlemeden etkilenecek sektörlerin ve çevre gruplarının sürece dahil edilmesinin önemine dikkat çekerek, “Bu tür bir iş birliğinden dünya genelinde faydalanabiliriz,” dedi.