Erdoğan’ın canını sıkan dava ABD’de başlıyor

HABER MERKEZİ – ABD’de şu anda Halkbank’ı ilgilendiren iki farklı yargı süreci işliyor. Bunlardan ilki, Halkbank’ın İran’a yönelik yaptırımları ihlal ettiği gerekçesiyle New York Güney Bölgesi Federal Mahkemesi’nde açılan dava. İkincisi ise Halkbank’ın kamu bankası olması nedeniyle Türkiye ile “eşdeğer dokunulmazlığa” sahip olduğu gerekçesiyle ABD’de yargılanamayacağı savıyla Temyiz Mahkemesi’nde başlattığı yargı süreci. Halkbank, hakkındaki iddiaları

PANORAMA - NEWS 03 Mayıs 2021 DÜNYA

HABER MERKEZİ – ABD’de şu anda Halkbank’ı ilgilendiren iki farklı yargı süreci işliyor.

Bunlardan ilki, Halkbank’ın İran’a yönelik yaptırımları ihlal ettiği gerekçesiyle New York Güney Bölgesi Federal Mahkemesi’nde açılan dava.

İkincisi ise Halkbank’ın kamu bankası olması nedeniyle Türkiye ile “eşdeğer dokunulmazlığa” sahip olduğu gerekçesiyle ABD’de yargılanamayacağı savıyla Temyiz Mahkemesi’nde başlattığı yargı süreci.

Halkbank, hakkındaki iddiaları tamamen reddediyor ve ABD’de yargılanamayacağını savunuyor.

Pazartesi günkü duruşma ise Halkbank’a karşı Federal Mahkeme’de açılan davayla ilgili olacak.

Ancak konuyla ilgili duruşmaları tamamlayan ve karar aşamasında olan Temyiz Mahkemesi’nin kararı çıkana kadar Federal Mahkeme’deki duruşmanın da ertelenmesi olasılık dahilinde.

Birbirini yakından ilgilendiren bu iki yargı sürecinin dışında Halkbank’a karşı bir başka dava açma girişimi de oldu.

İran ile bağlantılı olduğunu iddia ettikleri bazı silahlı grupların saldırılarından olumsuz etkilendiğini ve mağdur olduğunu söyleyen 876 kişi Halkbank hakkında dava açmak istedi. Ancak Şubat ayında başvuruyu ele alan Bölge Mahkemesi, Halkbank’ın davanın reddedilmesi talebini kabul etti ve bu davanın Türkiye’deki mahkemelerde görülebileceğine hükmetti.

Halkbank hakkında hem Federal Mahkeme hem de Temyiz Mahkemesi’nde devam eden yargı süreçleriyle ilgili mahkeme kayıtlarını inceleyerek, detayları biraraya getirdi.

New York Güney Bölge Savcılığı, Ekim 2019’da Halkbank hakkındaki iddianameyi hazırlayarak yargı sürecini başlattı.

Savcılığın hazırladığı 45 sayfalık iddianamede altı farklı suçlama yöneltiliyor. Bunlar arasında dolandırıcılık ve kara para aklama gibi suçlar da yer alıyor.

İddianamede, İran’ın nükleer programı nedeniyle ABD finans sistemine erişiminin kısıtlanmasına neden olan yaptırımları, farklı ülkelerde kurulan paravan şirketler üzerinden yaptığı işlemlerle deldiği belirtiliyor.

Halkbank’ın da İran’ın yaptırımları delmesi için kurulan bu düzene yardımcı olduğu öne sürülüyor.

Savcılık, Halkbank’ın, “İran’ın bu bankada tuttuğu petrol ve doğalgaz gelirlerini gizli bir şekilde dolaşıma sokarak, bu kaynakların İran adına ABD finansa sistemi üzerinden uluslararası ödemeler yapılmasını sağlayacak şekilde tasarlanmış olan işlemlerde rol aldığını ve bu planı gizlemek ve olası yaptırımları engellemek için ABD Hazine Bakanlığı yetkililerine yalan söylediğini” iddia ediyor.

Halkbank’ın kurulan bu sistemle İran devletine ait yaklaşık 20 milyar dolarlık fonun “yasadışı bir şekilde aktarılmasına aracılık ettiği” de öne sürülen iddialar arasında yer alıyor.

ABD’nin Ulusal Güvenlikten Sorumlu Adalet Bakan Yardımcısı John C. Demers, Halkbank hakkındaki iddiaları “bugüne kadar İran yaptırımlarının ihlali konusunda görülen en ciddi vakalardan biri” olarak tanımladı.

Halkbank’a hangi suçlamalar yöneltiliyor ve kimlerin adı geçiyor?

İddianamede Halkbank’a altı suçlama yöneltiliyor:

  • ABD’yi dolandırmak için komplo kurmak
  • Uluslararası Acil Ekonomik Güç Yasası’nı ihlal etmek için komplo kurmak
  • Bankacılık dolandırıcılığı
  • Bankacılık dolandırıcılığı yapmak için komplo kurmak
  • Kara para aklamak
  • Kara para aklamak için komplo kurmak

    Halkbank’ın suçlu bulunması halinde, aracılık ettiği iddia edilen finansal işlemlerin miktarına denk gelecek şekilde para cezasına çarptırılması talep ediliyor.

    Halkbank’ın suçlu bulunması halinde, verilecek para cezasının da milyarlarca doları bulmasından ve bunun da yalnızca bu banka değil, Türk bankacılık sistemi üzerinde ciddi bir olumsuz etki yaratmasından endişe ediliyor.

    Bu davada, Halkbank tüzel kişiliğiyle sanık olarak tanımlanıyor. Ancak iddianamede, hem İran hem de Türkiye’den üst düzey devlet yetkililerinin bu düzenin parçası olduğu ve koruduğu öne sürülüyor.

ÖNE ÇIKANLAR