Dünya şaşkın: California neden kışın ortasında yanıyor?

Dünya şaşkın: California neden kışın ortasında yanıyor?

Dünya gündemi Los Angeles'te kış ortasındaki yangının nedenini anlamay çalışıyor. Los Angeles'taki yangının bu denli yıkıcı olması birbiriyle bağlantılı birden çok nedenin biraraya gelmesine bağlı.

PANORAMA-NEWS 10 Ocak 2025 DÜNYA

ABD’nin California eyaleti, 40 yıldır gördüğü en yıkıcı kış yangınlarından biriyle karşı karşıya. Los Angeles ve çevresini etkileyen yangınlarda şu ana kadar 5 kişi yaşamını yitirdi, 2 binin üzerinde bina küle döndü. Hollywood ve çevresine ulaşan yangınlar nedeniyle verilen tahliye emrinden en az 130 bin kişinin etkileneceği, ayrıca 30 bin binanın tehdit altında olduğu tahmin ediliyor.

AccuWeather, son yangınların yol açtığı zararın 57 milyar dolara ulaşabileceği tahmininde bulunurken yanan yapı sayısı ve ekonomik kayıplar göz önüne alındığında bunun modern California tarihinde görülmüş en yıkıcı orman yangını olabileceği ifade ediliyor.

Yangınlar artıyor ve hızlanıyor
Geçen Ekim ayında Science dergisinde yayımlanan bir araştırma, 2001’den beri incelediği 60 bin yangına dayanarak yaptığı tahlilde hızla büyüyen küçük yangınların sıklığının iki katına çıktığını ve bunların daha büyük, ancak yavaş yangınlardan çok daha büyük bir hasara yol açtığını gösterdi. Gerçekten de son yıllarda dünyanın pek çok bölgesinde, özellikle yaz aylarında orman yangını haberlerine çok daha sık rastlıyoruz. Kış aylarında ise bu felaketlerin daha az yaşanacağını varsayıyoruz.

1984 yılından beri en az 40 kilometrekareyi etkilemiş 423 California orman yangını analiz edildiğinde de bunlardan sadece dördünün kış aylarında yaşandığı görülüyor. Bu büyük yangınların yaklaşık olarak üçte ikisi Haziran, Temmuz veya Ağustos aylarında çıktı.
Neden? Sıcaklıkların düşüp yağışların artmasının beklendiği kış ayları, orman yangınlarına elverişli koşulların oluşmasının önüne geçiyor. En azından “geçmeli.” Öte yandan iklim krizinin etkisiyle sonbahar ve kış aylarında da yağışlar giderek düşüyor. Bu da artık “yangın mevsimleri”nden değil “yangın yılları”ndan bahsetmemize neden oluyor.

Öte yandan: İklim bilimciler, kış yangınlarının rüzgarın hızı nedeniyle daha süratli yayıldığını ve bunun da daha yıkıcı sonuçlar doğurduğunu söylüyor. Yaz yangınları daha büyük olabilse de genellikle bu kadar hızlı yayılmıyorlar.

Los Angeles’taki yangının bu denli yıkıcı olması da birbiriyle bağlantılı birden çok nedenin biraraya gelmesiyle bağlantılı: Saatte 100 mile ulaşan hızıyla közleri savuran Santa Ana rüzgarları, sağanak yağışlarda serpilen bitki örtüsünün iklim krizinin etkisiyle yaşanan rekor sıcaklıklar nedeniyle kuruyup yangına yakıt olması, üzerine de bölgenin giderek artan nüfusunun enerji ihtiyacını karşılamak için sayısı artan ve bu güçlü rüzgarlarda çırpınıp duran elektrik hatları…

Yangın bilimcilerin rüzgarın hızı ile yangının yayılma hızı arasındaki bağlantıya dair sıklıkla tekrarladığı kural ise şu:

“Eğer yangın söndürme ekipleri 10 dakikadan kısa sürede alevlere ulaşırsa yangının yayılması kontrol altına alınabilir. 15 dakikadan sonrası her şey için çok geç olur.”

Yangınlar iklim kriziyle bağlantılı mı?
Bilim insanları doğudan eserek dağlardan inen ve hız kazanarak sahile ulaşan Santa Ana rüzgarlarının jet akımın sıcaklığında ani bir düşüş yaşanmasına bağlı olabileceğini belirtiyor. Bilimsel çalışmalardan çıkan ön değerlendirmeler, bu tip jet akımı düşüşlerinin iklim değişikliği nedeniyle eriyen Arktik buzullarıyla bağlantılı olabileceğini söylüyor.

Ayrıca son araştırmalar, iklim krizinin kış aylarında Santa Ana rüzgarlarının daha seyrek, ancak daha şiddetli olmasına neden olabileceğini gösteriyor. Giderek daha kuru sonbahar aylarından daha yağışlı kış aylarına doğru ötelenen Santa Ana rüzgarlarının normal şartlar altında yangın risklerini azaltması beklenirdi. “Ancak normal şartlar altında değiliz” diyor ABD Jeolojik Araştırmalar Kurumu’ndan yangın bilimci Jon Keeley.

Zira ABD’nin batısında onlarca yıldır süren kuraklığın ardından 2022 ve 2023’te bölgeye büyük miktarda su taşıyan atmosferik nehirlerin neden olduğu iki yoğun yağışlı kış yaşandı. Bunu 2024 yılında hızla başlayan bir kuraklık dönemi takip etti. Bu kurak dönem, bitkileri kuruttu ve yangın için mükemmel bir yakıta dönüştürdü. Bilim insanları “kırbaç etkisi” dedikleri bu hava durumu değişimlerinin iklim krizinin etkisiyle giderek daha sık yaşandığını ifade ediyor.

Nature dergisinde yayımlanan bir araştırma, iklim değişikliğinin 20. yüzyılın ortalarından bu yana “kırbaç etkisi” olarak adlandırılan koşulları %31-66 oranında artırdığını söylüyor. Kırbaç etkisindeki oynaklık, hem sellerin hem de yangınların artmasında rol oynuyor. Küresel sıcaklık artışının 3 dereceye ulaşması durumunda bu oynaklığın iki katına çıkacağı öngörülüyor.
Öte yandan “insan faktörü”nü de unutmamak gerekiyor. California, son 20 yılda çok ciddi bir nüfus artışıyla karşı karşıya kaldı. Bu insanların enerji ihtiyaçlarını karşılamak için daha fazla elektrik hattı gerekiyor. Daha fazla elektrik hattı da daha fazla arıza potansiyeli anlamına geliyor.

Bir adım geriden: Henüz California yangınının tetikleyicisi belirlenememiş olsa da geçmiş yangınlardan bazılarına şiddetli rüzgarın etkisiyle devrilen elektrik hatlarının neden olduğu ortaya çıkmıştı. 2016 ve 2017 yangınlarındaki sorumluluğu nedeniyle 30 milyar dolarlık davalarla karşı karşıya kalan Pacific Gas & Electric şirketi iflas etmişti.

Sonuç olarak: “California yangınları iklim kriziyle bağlantılı mı?” sorusunun kısa cevabı “evet” gibi görünüyor. Daha dolambaçlı yoldan ifade etmek istersek ise bu yangınlar iklim bilimcilerin onlarca yıldır uyarılarda bulunduğu durumun akut bir örneği: Eşzamanlı olarak meydana gelen ve tek başlarına getirebilecekleri hasarı katlayan bileşik iklim felaketleri. Aposto