Dalai Lama 90 yaşına girerken Çin ile reenkarnasyon savaşı kızışıyor

Dalai Lama 90 yaşına girerken Çin ile reenkarnasyon savaşı kızışıyor

Tibet'in ruhani lideri ve özgürlük mücadelesinin simgesi Dalai Lama, 90. doğum gününü kutlamaya hazırlanırken, Pekin yönetimiyle en kritik yüzleşmeye doğru ilerliyor: Ölümünden sonra gelecek halefinin kim olacağına kim karar verecek?

PANORAMA - NEWS 04 Temmuz 2025 DÜNYA

 Ölümünden sonra gelecek halefinin kim olacağına kim karar verecek? Tibet Budizmi’nin milyonlarca takipçisi için manevi bir rehber olan Dalai Lama, çarşamba günü yayımladığı bir video mesajında, ölümünden sonra yeni bir Dalai Lama’nın seçileceğini ve bu sürecin sadece kendi ofisi tarafından yönetileceğini duyurdu. Hindistan’ın Dharamshala kentinde bir araya gelen dini liderlere seslenen Dalai Lama, “Dalai Lama kurumu devam edecek,” dedi.

Dalai Lama’nın reenkarnasyonu, yalnızca dini bir mesele değil; aynı zamanda Tibet’in geleceği için hayati bir siyasi mücadele alanı. Çin Komünist Partisi, yeni Dalai Lama’yı kendi kontrolü altında seçmekte ısrar ederken, Dalai Lama’nın kendisi halefinin Çin dışında, “özgür dünyada” doğacağını ilan etti. Bu da Tibet’in hem dini hem siyasi önderliğinde büyük bir bölünmeye işaret ediyor.

Tibet Budizmi’nde reenkarnasyon, ruhani liderlerin bilerek ve şefkatle yeni bir bedende yeniden doğması anlamına geliyor. Ancak Pekin, dini geleneklerle ters düşerek, Dalai Lama’nın ve diğer üst düzey Tibetli ruhani liderlerin yeniden doğuşunu onaylama hakkının kendilerinde olduğunu iddia ediyor.

Çin yönetimi, Dalai Lama’yı “tehlikeli bir ayrılıkçı” olarak tanımlıyor ve onu Tibet’teki protestolar ile kendini yakma eylemlerinin kışkırtıcısı olmakla suçluyor. Dalai Lama ise bu suçlamaları reddediyor ve Tibet için tam bağımsızlık değil, anlamlı bir özerklik talep ettiğini, bunu da şiddet içermeyen bir “orta yol” anlayışıyla savunduğunu vurguluyor.

Dalai Lama’nın uzun yıllardır çevirmenliğini yapan Thupten Jinpa, liderin Tibet halkını bir arada tutan “sarsılmaz bir kaya” olduğunu söylüyor. “Bir gün bu kaya olmayacak. O zaman ne yapacağız?” diyerek genç kuşaklara bir uyarıda bulunuyor.

Ancak Dalai Lama’nın ölümü sadece Tibet halkı için değil, Pekin yönetimi için de zorlayıcı olabilir. Özellikle sürgündeki bazı genç Tibetliler, Dalai Lama’nın “orta yol” politikasını Çin’e fazla yumuşak buluyor. Bu nedenle, onun yokluğunda daha radikal seslerin güç kazanabileceği ve tam bağımsızlık taleplerinin daha da artabileceği öngörülüyor.

Sonuç olarak, 90 yaşındaki Dalai Lama’nın ardından kimin geleceği sorusu, sadece bir ruhani liderin kim olacağına değil, Tibet’in kimliğini ve kaderini kimin şekillendireceğine de yanıt arıyor. Çin ile Tibet arasındaki bu yeni mücadele, önümüzdeki yıllarda yalnızca dini değil, jeopolitik dengeleri de derinden etkileyebilir.