Chris Sidoti: “İsrail, Filistinlilere karşı cinsel, üreme ve diğer toplumsal cinsiyete dayalı şiddet biçimlerini giderek daha fazla kullanıyor”

Chris Sidoti: “İsrail, Filistinlilere karşı cinsel, üreme ve diğer toplumsal cinsiyete dayalı şiddet biçimlerini giderek daha fazla kullanıyor”

''İsrail, Filistinlilere karşı cinsel, üreme ve diğer toplumsal cinsiyete dayalı şiddet biçimlerini giderek daha fazla kullanıyor''

MURAT KAYA 14 Mart 2025 DÜNYA

Filistin Toprakları Soruşturma Komisyonu’ndan Chris Sidoti, “İsrail, Filistinlilerin kendi kaderini tayin hakkını baltalama yönündeki daha geniş bir çabanın parçası olarak, Filistinlilere karşı cinsel, üreme ve diğer cinsiyete dayalı şiddet biçimlerini giderek daha fazla kullanıyor” dedi.

İnsan Hakları Konseyi’ne rapor veren üst düzey insan hakları araştırmacıları, İsrail güvenlik güçlerinin Filistinli erkek, kadın ve çocuklara yönelik cinsel ve cinsiyete dayalı şiddetinin, Gazze savaşını başlatan 7 Ekim 2023 saldırılarının ardından giderek daha fazla “bir savaş yöntemi” olarak kullanıldığını iddia etti.

Cenevre’de konuşan insan hakları avukatı Sidoti, “İşgal Altındaki Filistin Toprakları’nda işlenen cinsel ve cinsiyete dayalı suçların sıklığı, yaygınlığı ve ciddiyeti, Komisyonu, cinsel ve cinsiyete dayalı şiddetin İsrail tarafından Filistin halkını istikrarsızlaştırmak, egemenlik altına almak, ezmek ve yok etmek için giderek daha fazla bir savaş yöntemi olarak kullanıldığı sonucuna götürüyor” ifadelerini kullandı.

Komisyon raporunun yayımlanması, 11-12 Mart tarihlerinde Cenevre’de düzenlenen ve cinsel ve üremeye yönelik şiddet mağdurları ile tanıkları ile onlara yardım eden sağlık personelinin yanı sıra sivil toplum temsilcileri, akademisyenler, avukatlar ve tıp uzmanlarının katıldığı iki günlük kamuoyu duruşmalarının ardından gerçekleşti.

Sidoti, Komisyonun İsrail makamlarına Gazze’den alınan Filistinli tutuklulara yönelik belirli, ciddi cinsel ve cinsiyete dayalı şiddet vakaları hakkında bilgi için birkaç talepte bulunduğunu ancak Ekim 2023’ten bu yana İsrail güvenlik güçleri mensuplarının veya İsrail yerleşimcilerinin kovuşturulmaları hakkında hiçbir bilgi verilmediğini söyledi.

Komisyon raporunun yayınlanmasına vurgu yapılan açıklamada, “zorla kamusal alanda soyma ve çıplak bırakma, tecavüz tehditleri de dahil olmak üzere cinsel taciz ve cinsel saldırı”nın, İsrail Güvenlik Güçlerinin Filistinlilere yönelik “standart işleyiş prosedürü” olduğu belirtildi.

Raporda, “Tecavüz ve cinsel organlara yönelik şiddet de dahil olmak üzere diğer cinsel ve cinsiyete dayalı şiddet biçimleri, İsrail’in üst düzey sivil ve askeri liderlerinin açık emirleri veya örtülü teşvikleriyle işlendi” vurgusu yapıldı.

Sidoti konuya dair şunları aktardı:

“Kanıtlar duyduk erkeklerin ve oğlanların tamamen veya neredeyse tamamen soyunmaya zorlandığı, yani iç çamaşırlarına kadar soyundukları ve sonra o durumda tutuldukları, kışın soğukta üç güne kadar yerde taşların üzerinde oturmak zorunda bırakıldıkları.”

Komisyon ayrıca İsrail güçlerinin Aralık 2023’te Gazze’nin en büyük doğurganlık kliniği olan El Basma merkezi de dahil olmak üzere Gazze genelindeki cinsel ve üreme sağlığı tesislerini sistematik olarak tahrip ettiğini ileri sürdü.

Aylık 2 bin-3 bin hastaya hizmet verdiği belirtilen klinikte, tanklarla açılan ateş sonucu yaklaşık 4 bin embriyo imha edildiği kaydedildi.

“Tank mermisini ateşleyenlerin o sırada bunun bir doğurganlık kliniği olduğunu bilip bilmedikleri konusunda bir soru var,” diyen Sidoti, “ancak komutanları kesinlikle biliyordu ve komutanlar o civarda faaliyet gösteren ve binalara ve açıkça işaretlenmiş bir sağlık tesisine ateş eden tanklar olduğunu biliyor olmalıydı.” şeklinde konuştu.

Komisyon raporunda, yıkımın “Roma Statüsü ve Soykırım Sözleşmesi’nde yer alan iki kategorideki soykırım eylemine denk geldiği” belirtiliyor. Bunlar arasında “Filistinlilerin fiziksel yıkımını sağlayacak yaşam koşullarının kasıtlı olarak dayatılması ve doğumları engellemeye yönelik tedbirlerin alınması” da yer alıyor.

Komisyon Başkanı Navi Pillay, yaptığı açıklamada, doğumhanelere ve tüp bebek kliniğine yönelik “doğrudan saldırılar” da dahil olmak üzere üreme sağlığı tesislerinin hedef alınmasının, “aç bırakmanın bir savaş yöntemi olarak kullanılmasıyla birleştiğinde, üremenin tüm yönlerini etkilediğini… Bu ihlaller, kadınlara ve kızlara yalnızca ciddi fiziksel ve ruhsal zarar ve acı vermekle kalmayıp, aynı zamanda Filistinlilerin bir grup olarak ruhsal sağlıkları, üreme ve doğurganlık beklentileri üzerinde geri döndürülemez uzun vadeli etkilere yol açtı.” ifadelerini kullandı.

İsrail iddiaları ‘kesinlikle reddediyor’

İsrail’in Cenevre’deki ofisinde yayınladığı basın açıklamasında, hükümetlerinin komisyon raporunda yer alan “asılsız iddiaları kesin bir dille reddettiğini söyledi.

İsrail, COI’yi cinsel şiddeti “önceden belirlenmiş ve taraflı siyasi gündemini ilerletmek için araçsallaştırmakla ve bu iğrenç eylemlerin bir savaş silahı olarak işlenmesine karşı mücadele etmek için uluslararası kurumların önemli çalışmalarını engellemekle” suçladı.

ÖNE ÇIKANLAR