Peru'da karı-koca çiftin işlettiği "Central" restoranı benzersiz konseptiyle dünyanın en iyi restoranı seçildi. Restoran Avrupa'nın önde gelen restoranlarını geride bıraktı.
Peru’dan çıkan bir çift, Avrupa restoranlarının zirvesine çıkmak yerine kendi yolunu seçti. Şefler Virgilio Martínez ve Pía León, “Central” adlı restoranlarıyla benzersiz bir konsept sunarak dikkatleri üzerine çekti ve zirveye oturdu.
Lima’da bulunan bu mekan, dünyanın her köşesinden gelen gastronomi tutkunlarını büyülemeyi başardı. Martínez ve León, her gece misafirlerine sürprizlerle dolu bir deneyim yaşatıyor.
Bu yüzden “Central”ın dünyanın en iyi restoranı seçilmesi şaşırtıcı değil. Uluslararası bir jüri tarafından verilen bu prestijli ödül, İspanya’nın Valencia kentinde düzenlenen bir gala etkinliğinde duyuruldu. “Dünyanın En İyi 50 Restoranı” seçimi, her yıl İngiliz ticaret dergisi “Restaurant Magazine” tarafından organize ediliyor.
Martínez ve León’a verilen bu ödül, son 20 yılda genellikle Avrupalı şeflerin kazandığı bir unvan olması bakımından da olağanüstü bir başarı. Bu süre zarfında sadece iki Amerikan restoranı, “The French Laundry” ve “Eleven Madison Park”, üç kez Avrupalı rakiplerine meydan okuyabildi.
New York’taki “Eleven Madison” ise İsviçreli ünlü şef Daniel Humm tarafından yönetiliyor. Şimdi ise bir Latin Amerika restoranının bu başarıyı elde etmesi oldukça önemli bir dönüm noktası. Martínez ve León, keşif gezilerinde buldukları yerel lezzetleri misafirlerine sunarak adeta bir yolculuğa çıkarıyor. Değişen menülerinde bölgenin farklı ekosistemlerini yansıtan 15 farklı kurs yer alıyor.
“Central” restoranının mutfağını yöneten Pía León’un kız kardeşi Malena ise “Mater Iniciativa” adlı bir mutfak laboratuvarını işletiyor ve yerel biyoçeşitlilik konusunda araştırmalar yapıyor.
Aile şirketi ayrıca ikinci bir restoran olan “Kjolle” ve “Mayo” adlı bir barı da bünyesinde barındırıyor. Martínez geçtiğimiz yıl Meksika’da “Estero” adlı bir restoran daha açtı. Şef, Netflix dizisi “Chef’s Table”ın üçüncü sezonunda da yer alarak mütevazi bir kişiliğe sahip olduğunu kanıtlıyor. Artık ataerkil geleneklerle ilişkisi olmayan ve bazen katı olarak nitelendirilen eski nesil şeflerin yerini alan yeni nesil şeflerden biri olarak öne çıkıyor.
