Atlas Okyanusu’nda yaşanan ani sıcaklık değişimleri, bilim dünyasını alarma geçirdi. Mart ayında 1982’den bu yana en yüksek sıcaklıkları gören okyanus yüzeyi, aniden 25 dereceye kadar düştü. Peki, bu değişim iklimleri ve hava koşullarını nasıl etkileyecek?
Keşfedilmemiş çukurlardan ‘Bermuda Şeytan Üçgeni’nin esrarengiz fenomenlerine kadar, okyanusların sırları her zaman merak uyandırıcı oldu. Bu geniş ve derin su kütlelerinin içine gömülü sayısız gizem, hem bilim insanlarını hem de meraklıları büyülemeyi sürdürüyor.
Özellikle okyanus akıntıları, deniz altı volkanizması, nadir deniz canlıları ve bilinmeyen derinliklerin araştırılması yeni sırları açığa çıkarıyor. Okyanusların bilinmeyen yönleri, sürekli olarak keşiflerin ve araştırmaların odak noktası olurken, denizlerin sunduğu bu bilinmeyenler bizlere doğanın ne kadar karmaşık ve şaşırtıcı olabileceğini hatırlatıyor.
Ancak, okyanusların bilinmeyen yönlerinin yanı sıra, yaşadığımız çağda ortaya çıkan ani ve beklenmedik iklim değişiklikleri de giderek daha fazla dikkat çekiyor. Küresel ısınma, deniz seviyelerinin yükselmesi ve okyanus asidifikasyonu (Okyanusların pH seviyesinin düşmesi süreci. Bu olay, genellikle atmosferdeki karbondioksit konsantrasyonunun artması nedeniyle gerçekleşiyor) gibi sorunlar, okyanus ekosistemlerini tehdit eden acil konular haline geldi.
Bu iklim değişikliklerinin okyanus akıntılarına, deniz yaşamına ve kıyı bölgelerine etkileri ise bilim insanları tarafından sürekli olarak izleniyor. Son zamanlarda da Atlas Okyanusu’nda (Atlantik Okyanusu olarak da adlandırılıyor) yaşanan dramatik sıcaklık değişimleri, okyanus bilimcilerin ilgisini çekiyor.
Mart ayında Orta Atlantik, 1982’den bu yana en sıcak dönemini yaşarken, sıcaklıklar 30 dereceye kadar çıktı. Fakat, bu sıcaklıklar aniden 25 derecenin altına düştü ve bilim insanları bu dramatik değişimin nedenini hâlâ çözebilmiş değil.
Atmosfer bilimleri, hava durumu tahminleri, iklim değişikliği ve okyanus araştırmaları gibi konularla ilgilenen Ulusal Okyanus ve Atmosfer İdaresi’nde (NOAA) görevli olan Michael McPhaden, Daily Mail’e yaptığı açıklamada “Yaşadığımız bu durum çok ilginç. Neler olduğunu hâlâ anlayamıyoruz” ifadelerini kullandı.
Bilim insanları, Brezilya ile Doğu Afrika kıyıları arasındaki su şeritlerini de yakından inceliyor. Sıra dışı olan, sadece Orta Ekvatoral Atlantik’teki bu soğuma değil, aynı zamanda değişimin hızı. Genellikle, Orta Ekvatoral Atlantik’in sıcaklık döngüsü yıllık olarak dalgalanır ve mart ile nisan ayında en sıcak dönemine ulaşır. Yaz aylarında ise soğumaya başlar.
Ancak bu yıl, haziran ayında yüzey suyu sıcaklıkları beklenmedik bir hızla düştü ve şu anda su sıcaklıkları normal seviyelere doğru yükselmeye başladı. İlk başta bu ani soğumanın nedeni belirlenemedi. Genellikle, Atlantik’te yaz döneminde sularının daha soğuk olması, ekvator üzerindeki güçlü alize rüzgârlarıyla ilişkilendirilir. Bu kuvvetli rüzgârlar, daha sıcak yüzey sularını süpürerek yerine daha soğuk, derin okyanus sularını getirir.
Fakat bu yıl, bölgedeki rüzgârlar daha zayıftı ve bu durum daha sıcak suların yolda olduğunun işareti olabilir. Mayıs başında şiddetli rüzgârlar vardı, ancak bu rüzgârlar soğumanın başlangıcına neden olacak kadar güçlü değildi.