Afganistan'da Taliban'ın iktidara gelmesi sonrası özel tehlike altındaki Afganlar için kabul programları oluşturan Almanya sözünden döndü. Pakistan'da Almanya vizesi için bekleyen 640 Afgan'a ret yanıtı gönderilecek.
Taliban’ın yönetimi yeniden ele geçirdiği Ağustos 2021’den sonra, Afganistan’da özel tehlike altındaki Afganlar için çeşitli kabul programları oluşturan Almanya geri adım atıyor.
Taliban yönetimi altında özel tehlike altında bulunan kişiler arasında, önceki dönem Alman kurum ve kuruluşları için çalışan yerli personelin yanı sıra ülkede demokratik yapıların kurulması için çalışan insan hakları savunucuları, yargıç, gazeteci ve sanatçılar da bulunuyor. Kabul programları kapsamında bu kişilere Almanya’ya seyahat etme ve oturma izni sözü verilmişti.
Alman İçişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, çeşitli kabul programları çerçevesinde Almanya’ya seyahat için Pakistan’da bekleyen yaklaşık 640 kişiye önümüzdeki günlerde ret yanıtı gönderileceği bildirildi. Bakanlık sözcüsü, Alman hükümetinin söz konusu kişileri kabul etmeye “artık siyasî ilgi duymadığını”, ancak başka ülkelere geçmeleri için destek sunmaya devam edeceğini kaydetti.
İçişleri Bakanlığı verilerine göre çeşitli kabul programları kapsamında Almanya’ya gelmek için Pakistan’da bekleyen toplam bin 300 Afganistan vatandaşı bulunuyor. Aralarından 90’ının, Taliban öncesi dönemde Alman kurum ve kuruluşları için çalışan yerli personel programı, 580’inin bir önceki hükümetin federal programı ve yaklaşık 640 kişinin insan hakları programı dahilinde olduğu belirtiliyor.
Bunların dışında Pakistan’ın yaz sonunda Afganistan’a sınır dışı ettiği ve Almanya’dan vize bekleyen 165 kişi bulunuyor. Pakistan hükümeti Alman hükümetine kabul programını sonuçlandırması için yıl sonuna kadar süre tanımış, bu sürenin ardından Almanya’ya seyahat için bekleyen Afganları ülkelerine sınır dışı etmeye devam edeceği tehdidinde bulunmuştu.
Son aylarda bazı Afganlar, Alman hükümetinin kabul taahhüdüne işaret ederek Alman mahkemelerinde açtıkları davaları kazanmış ve Almanya’ya gidiş vizesi almıştı. Mahkemeler, bir önceki hükümetin federal programını hukukî bağlayıcılığa sahip olarak değerlendirmiş, diğer programlar çerçevesinde verilen sözleri ise siyasî niyet beyanı olarak görmüştü.
Son olarak bir Afgan yargıcın Alman Anayasa Mahkemesine taşınan davasında mahkeme İçişleri Bakanlığı’ndan davacının vize başvurusu hakkında karar vermesini istemiş, ancak kararın nasıl olması gerektiğine dair bir hükümde bulunmamıştı. Afgan yargıç, eşi ve dört çocuğu, Alman hükümetinin kabul taahhüdüne rağmen yıllardır vize başvurularının sonuçlanmasını bekliyor.
Anayasa Mahkemesi kararını, hukukî bağlayıcılığı bulunmayan vakalarda açık çek olarak yorumlayan İçişleri Bakanlığı ise bugün kamuoyuna yansıyan kararıyla başvuruları reddedeceğini duyurmuş oldu. Bu yıl iktidara gelen Hristiyan Demokrat Birlik ve Sosyal Demokrat Parti’den oluşan koalisyon hükümeti, Mayıs ayında kabul programlarını geçici olarak durdurmuştu.
İçişleri Bakanlığı’nın açıklamasına yardım kuruluşlarından tepkiler gecikmedi. Katolik Kilisesine bağlı Caritas kuruluşu yetkilisi Oliver Müller, bir önceki hükümetin federal kabul programının hukukî bağlayıcılığının bulunduğunu, diğer programlar çerçevesinde verilen taahhütlerin de güvenin korunması açısından yerine getirilmesi gerektiğini vurguladı.
Müller, Pakistan’ın sınır dışı tehdidini hatırlatarak “Almanya’dan kabul sözü almış bütün bu insanlar Afganistan’a sınır dışı edilmeleri durumunda ölüm tehlikesiyle karşı karşıya. Bu nedenle mümkün olduğunca hızlı bir şekilde Almanya’ya getirilmeleri gerekiyor” dedi.
Salı günü de İnsan Hakları Günü vesilesiyle 250’yi aşkın kuruluş, Alman hükümetine hitaben bir açık mektup yayımlamıştı. Almanya’nın bu kişiler için sorumluluk taşıdığına vurgu yapılan mektupta, tehlike altındaki Afganların yıl sonuna kadar Almanya’ya kabul edilmesi talep edilmişti.
