İmamoğlu-Yıldırım tartışmasıyla siyasete yeniden renk gelecek

Türkiye’nin yegâne gündemi zaten İstanbul seçimleri. Daha önceki yazılarımda ‘Türkiye’nin her anlamda bir minyatürü olan İstanbul’daki seçimin siyasal bir meydan muharebesi haline dönüştürülmesinin Türkiye’nin barış ve huzuruna yerleştirilmiş bir dinamit’ olacağını söylemiş ve kaygılarımı dile getirmiştim. Yenilenen İstanbul seçimleri ile ilgili sonunda olumlu, sevindirici bir gelişme yaşandı. Taraflar geri adım atmaz ise, Cumhur İttifakı adayı

PANORAMA - NEWS 11 Haziran 2019 BRÜKSEL ROTASI

Türkiye’nin yegâne gündemi zaten İstanbul seçimleri. Daha önceki yazılarımda ‘Türkiye’nin her anlamda bir minyatürü olan İstanbul’daki seçimin siyasal bir meydan muharebesi haline dönüştürülmesinin Türkiye’nin barış ve huzuruna yerleştirilmiş bir dinamit’ olacağını söylemiş ve kaygılarımı dile getirmiştim.

Yenilenen İstanbul seçimleri ile ilgili sonunda olumlu, sevindirici bir gelişme yaşandı. Taraflar geri adım atmaz ise, Cumhur İttifakı adayı Binali Yıldırım ile Millet İttifakı adayı Ekrem İmamoğlu 16 Haziran Pazar günü akşam saat dokuzda canlı yayında seçmenlerin huzuruna çıkıp, kozlarını paylaşacak.

Adayların seçimler öncesi televizyon ekranlarında tartışması günümüzde sembolik bir anlama sahip. Fakat bu klasik tartışma formatının demokrasilerde yine de sürdürülmesi gerekiyor.

En azından adaylara tanınan fırsat eşitliğinin sembolik bir göstergesi olarak. Ayrıca adayların bilgi birikimi, retorik gücü, zekâ kıvraklığı ve ikna kabiliyeti gibi nitelikleri en vurucu şekilde böylesi tartışmalarda ortaya çıkıyor.

Türkiye uzun süredir ekrandaki siyasi düello geleneğini rafa kaldırdığı için siyasetin ana renklerinden biri de solmuş oldu. Adaylar daha çok kendi destekçilerinin hıncahınç doldurduğu miting alanlarında, sosyal medyada ve ‘al gülüm ver gülüm’ tarzı televizyon programlarında siyasi propaganda yapmayı tercih ediyor.

Sizi bilmem, ancak ben ısmarlama soruların birbiri ardına sıralandığı, siyasal eleştiriden ziyade methiye edebiyatının güzel örneklerinin sunulduğu televizyon programlarını beş dakikadan fazla izleyemiyorum.

Sosyal medya, gazete ve televizyonlara oranla daha filtresiz bir tartışma ortamı sunmasına rağmen yazık ki meydan orada yine gösterilen hedefi trolleme misyonu ile karşı tarafa saldıran, kendi adayına da methiyeler düzen militanlara kalıyor.

Umudumuz İmamoğlu-Yıldırım tartışmasının hem bu formatı yeniden popüler hale getirmesi hem de kamplaşma nedeniyle iyice renklerini kaybeden Türkiye siyasetine bu vesileyle yeniden canlılığın hâkim olması.