Demokrasinin matrak yüzü

Ukrayna’daki başkanlık seçimini ülkenin tanınan yüzlerinden bir komedyen kazandı. İpi göğüsleyen bir komedyen olunca sadece seçim gözlemcileri ve siyaset bilimciler değil, biz gazeteciler de tatlı bir şaşkınlık içindeyiz. Öyle ki yeni başkanın isminin nasıl yazılacağı hususunda pusulamızı kaybetmiş durumdayız. Merak edip baktım. Çiçeği burnunda Ukrayna başkanının ismine dair sadece Alman medyasında üç farklı rivayet vardı

PANORAMA - NEWS 23 Nisan 2019 BRÜKSEL ROTASI

Ukrayna’daki başkanlık seçimini ülkenin tanınan yüzlerinden bir komedyen kazandı. İpi göğüsleyen bir komedyen olunca sadece seçim gözlemcileri ve siyaset bilimciler değil, biz gazeteciler de tatlı bir şaşkınlık içindeyiz.

Öyle ki yeni başkanın isminin nasıl yazılacağı hususunda pusulamızı kaybetmiş durumdayız. Merak edip baktım. Çiçeği burnunda Ukrayna başkanının ismine dair sadece Alman medyasında üç farklı rivayet vardı ilk saatlerde: Wladimir Selenski, Wolodymyr Selensky, Wolodymyr Selenskyj.

Sanat ve spor dünyasından kişilerin birdenbire siyasete soyunup ipi göğüslemesi yeni değil. Kabaca bir bakış bile son beş yılda dünyanın farklı ülkelerinde popüler isimlerin siyasete jet hızıyla girip, umulmadık zaferler elde ettiğini gözler önüne seriyor.

Konuya ilişkin farklı teoriler üretebilirsiniz. Ancak siyasal yapının dışından gelen aktörlerin siyasette başarılı olmalarının bana göre başlıca üç nedeni var: İlki sosyal medyanın gücü kendini bu kulvarda da hissettiriyor. Sanatçı, sporcu ve sair popüler isimlerin takipçileri ile kurduğu aracısız ve deyim yerindeyse ‘senli-benli’ iletişim, siyasi mesajları kitlelere ulaştırmak için de işe yarıyor.

İkincisi ise onlarca danışman ve yüksek bütçeli reklam kampanyaları ile yürütülen siyasi propagandalar profesyonel iş çıkartıyorlar çıkartmasına, ama her sosyal kesimden seçmene ulaşmak için gerekli yalın ve vurucu dili üretmekte çoğu kez yetersiz kalıyorlar.

O nedenledir ki karizmatik kişiliğe sahip aktörlerin meydanlarda ve sosyal medya ortamında seçmenlerle kurduğu iletişimin yerini hiçbir tasarlanmış iletişim tutamıyor.

Üçüncüsü ise artık siyasetçi ve siyaset kurumundan beklentiler çoktan köklü bir değişime uğramış durumda. Bu değişimin farkında olanlar kazanırken, geleneksel dil ve yöntemlerle siyasi mücadele verenler eskisi kadar itibar görmüyor.

Kuşkusuz siyasette yakalanan hızlı başarının kalıcı olup olamayacağı başka bir husus. Yerel veya ulusal ölçekte kazanılan seçim zaferlerini kitlelerin beklediği radikal değişim ve çözümler izleyemez ise, bu başarının sabun köpüğü gibi eriyip gitmesi kaçınılmaz.

Birçok siyasal aktör kendi karizma ve birikimi ile zirveye çıksa da kökleşmiş sorunların üstesinden gelecek siyasal bir ekipten yoksun olduğu için parladığı hızla sönmeye mahkûm oluyor.

Siz buna bir de önceki siyasal kadroların oluşturduğu bürokrasi çarkının direncini ekleyecek olursanız, siyasetteki yeni yüzleri hangi badirelerin beklendiğini tahmin etmek zor değil.

Ukrayna’nın seçtiği komedyen başkanın Rusya ile köklü sorunlardan tutun, AB ve NATO ile ilişkilere kadar dış politikada nasıl bir performans sergileyeceğini merak ediyoruz.

Halkın kalbine giden yolu buldu, ancak diplomasi kurtları ile aşık atabilir mi? Onu zaman gösterecek. Ancak demokrasinin matrak yüzünü görmek hem Ukrayna’ya hem de küresel siyasete yeni bir hava getirdi. Haydi hayırlısı…