Kolun kırılıp da yen içinde kaldığıdır, bakınca görmekte en çok zorlandıklarımızdan. Yaftaları severiz bu yüzden, kolay olanı yani. Anlamaya çalışmak yorar çünkü ve faydasızdır kısa vadede. Geri kafalı deriz de, dilimizden düşmez eski Ramazanlar, eski komşuluklar, eski dostluklar. Deli deriz, oysa delilik kötü bir şey değildir. Delilik akılla ilgilidir, ruhla ilgili değil. Nice deliler vardır,
Kolun kırılıp da yen içinde kaldığıdır, bakınca görmekte en çok zorlandıklarımızdan. Yaftaları severiz bu yüzden, kolay olanı yani. Anlamaya çalışmak yorar çünkü ve faydasızdır kısa vadede.
Geri kafalı deriz de, dilimizden düşmez eski Ramazanlar, eski komşuluklar, eski dostluklar. Deli deriz, oysa delilik kötü bir şey değildir. Delilik akılla ilgilidir, ruhla ilgili değil. Nice deliler vardır, ruhu güzel, ruhu pırıl pırıl, kirlenmemiş, eli öpülesi.
Mesela her insanda biraz otizm vardır. Bir doz fazlası sizi farklı yapar sadece, farklılık çeşitliliktir, çeşitlilik ise zenginlik. Ayrıca biziz, farklı olan, otistlerden. Bana da dinazor diyorlar bazen. Oysa ben dinazorlara inanmam.
Kendini beğenen insan ruh hastasıdır. Bu bir yafta değil, gerçektir. Dünyayı çekilmez hale getirenler de işte bu kendini beğenmişlerdir.
En kolay şey insanları eleştirmek. En zor şey insan olabilmek. Zor olduğu için, olamadıklarımızın yükünü, başkalarını eleştirerek omuzlarımızdan atıyoruz. Aslında attığımızı zannediyoruz.
Başkası kötü olunca biz iyi olmuyoruz ki! Bu halin psikolojideki tanımı nedir acaba? Ya dindeki yeri?
Bülbülün çektiği dil belası, insanın çektiği huy belası. Huysuz olmak kötü, huylu olmak da kötü. Huylar hep kötü olduğu için mi, değil.
Biz genelde kötü huyları görmeye şartlandığımız için. Kendimizde mi, asla. Bizden iyisi yok da, çevremiz kötü. O kadar iyi olsak çevremize bu kadar yanlış insanı nasıl toplamış olabiliriz?
Bakışlarımız bulanık, kötü görmeye şartlanmış bakışlarımızı düzeltelim. Güzel gören hayatından lezzet alır. Olmadı dilimizi tutalım. Dedikodu etmek zorunda değiliz.
Bana ne, sana ne, kime ne? Biraz kaba olsa da insan bazen bunları sormak zorunda kalıyor. Gıybet etmemek, ettirmemek, dinlememek, ortak olmamak için. Bu söylediğim bile bir nevî gıybet aslında.
Bizi sadece kendi kusurlarımızla meşgul etmesidir, kusurdan münezzeh olanın en büyük nimetlerinden.