Vazgeçmek

Şu hayatta sıkı sıkıya bağlı olduğumuz, dört bir elle sarıldığımız ne var? Peki vazgeçtiklerimiz nelerdir? Kolay vazgeçebiliyor muyuz? Vazgeçişlerin bize kazandırdıkları ve kaybettirdikleri nelerdir? Hiç vazgeçmem, asla bırakmam dediğimizi bir çırpıda bıraktığımız; çabucak vazgeçerim dediğimizi bazen bir ömür bırakmadığımız durumlar, haller, bağımlılık ve bağlılıklarımız ne kadardır? Peşinen söylemek gerekir ki; bazı vazgeçişler kayıp değildir. Hele

REMZİ KAPTAN 22 Mart 2019 BLOG

Şu hayatta sıkı sıkıya bağlı olduğumuz, dört bir elle sarıldığımız ne var?

Peki vazgeçtiklerimiz nelerdir? Kolay vazgeçebiliyor muyuz?

Vazgeçişlerin bize kazandırdıkları ve kaybettirdikleri nelerdir?

Hiç vazgeçmem, asla bırakmam dediğimizi bir çırpıda bıraktığımız; çabucak vazgeçerim dediğimizi bazen bir ömür bırakmadığımız durumlar, haller, bağımlılık ve bağlılıklarımız ne kadardır?

Peşinen söylemek gerekir ki; bazı vazgeçişler kayıp değildir. Hele pes etmek, geriye düşmek hiç değildir. Aksine, bazı vazgeçişler daha iyisini oluşturma, engelleri geride bırakma veya zorlukları aşmada bir yöntemdir.

Şüphesiz inandıklarımız için, değer ve doğrularımız için mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz.

Fakat yol ve yöntemlerimizi gözden geçirmek, bizi engelleyen, huzursuz ve mutsuz kılan ne varsa aşmak, geride bırakmak, vazgeçmek en doğru ve gerekli olan değil midir?

Vazgeçmemeliyiz; güne umutla uyanıp güzellikleri sığdırma ve yaşatma/yaşama isteğinden.

Vazgeçmemeliyiz; aşk ve sevgi dolu bir yaşamın mücadelesinden, umudundan, coşkusu ve doğruluğundan.

Vazgeçmemeliyiz; kendi bireysel hayatlarımız kadar tümün mutluluğu ve huzuru içinde çabalamaktan, çalışmaktan, fedakarlık etmekten ve gayrette bulunmaktan.

Vazgeçmemeliyiz; hayallerimizden, sabırlı olmaktan, Hakk’a inanmaktan, kamil insanların izinden ve kılavuzluğundan gitmekten.

Vazgeçmemeliyiz; her ne pahasına olursa olsun ahlaklı ve mert olarak yaşamaktan, hak yememekten, haksızlık yapmamaktan, af edici ve merhametli olmaktan.

Diğer yandan böylesi erdem ve doğrulardan vazgeçmemek gerekirken vazgeçmemiz gerekenlerde vardır.

Misal hiç tereddüt etmeden bizi geri bırakan, hayallerimizden uzaklaştıran, içimize nefret ve öfke yerleştiren ne ve kim varsa anında vazgeçmeli ve uzaklaşmalıyız.

Bedenimize zarar veren, ruhumuzu karanlıklara sevk eden ne varsa vazgeçmeliyiz.

Duygu ve düşünce dünyamızdan uzak ve anlayışız kimselerden, ortamlardan uzaklaşmak ve vazgeçmek acı ve zorda olsa doğru olandır.

Maddeperest, çıkarcı, mertlik ve hakkaniyetten uzak kim varsa vazgeçmeliyiz onlardan.

Bize bile zarar veren bencillikten, hırs ve öfkeden, nefret ve kıskançlıktan, kibir ve ihtirastan vazgeçmeliyiz.

Disiplinimizi bozan, kararlarımızı uygulamada bize engel ve sıkıntı çıkartan kim varsa uzak durmalı, beri gelmeli ve vazgeçmeliyiz.

Bizi mutsuz kılan, vazgeçmemiz gerekenlerden zamanında vazgeçmememizdir.

Birileri kendilerini öyle sansa dahi, hiç kimse vazgeçilmez ve yeri doldurulamaz değildir.

Bu noktada kime ait olduğunu bilmediğim şu söze dikkatinizi çekmek isterim: “Mutsuzluğumuzun arkasında anlam becerisi olmayan insanlarla derin ve anlamlı ilişkiler kurma isteği yatıyor”.