Temsil ve tebliğ sarmalı-2

Berberimiz özeldir. İmajımızı teslim ederiz ona, bize dokunmasına izin veririz. Aşçımız tercihimizdir. Damak zevkimizi bilir, hijyen anlayışından eminizdir. Tamircimiz dostumuzdur. Aracımız ikinci evimiz gibidir çünkü, acil ihtiyaçlarımızı koyarız. Bir başkasına geçici olarak versek, sanki bozulur, hissederiz. Ama ustamız başkadır, sihirli dokunuşları ile, sanki biz… Sıradan diyebileceğimiz konularda bu kadar seçici olabiliyorsak, bilmediğimiz konularda ihtiyacımızı karşılarken

SEDAT İLHAN 13 Haziran 2021 BLOG

Berberimiz özeldir. İmajımızı teslim ederiz ona, bize dokunmasına izin veririz. Aşçımız tercihimizdir. Damak zevkimizi bilir, hijyen anlayışından eminizdir. Tamircimiz dostumuzdur. Aracımız ikinci evimiz gibidir çünkü, acil ihtiyaçlarımızı koyarız. Bir başkasına geçici olarak versek, sanki bozulur, hissederiz. Ama ustamız başkadır, sihirli dokunuşları ile, sanki biz…

Sıradan diyebileceğimiz konularda bu kadar seçici olabiliyorsak, bilmediğimiz konularda ihtiyacımızı karşılarken sadece tecrübeli olanı değil, kendimizi arıyorsak bulabileceğimiz ne ola ki…

Dünyada var olmuş ve olacak olan tüm çekişmelerin nedeni bu arayışımız olabilir mi? Tercihlerimizin bizi hedefimize götürdüğünden nasıl emin olabiliriz? İyi bildiklerimiz, uğrunda kalpler kırdıklarımız, yoluna başlar koyduklarımız ne kadar iyi, kötü bildiklerimiz, bir araya gelemediklerimiz, çığlıklarını duyamadıklarımız neden kötü?

Belirli bir süreç yaşanmış ve problemler yumak haline gelmiş ise kaynağı ne idi anlamak mümkün olmayabilir. İstenmeyen çözümler normal görülebilir. Ancak hiç yaşanmasın dediğimizde önümüzde tek bir yol bulunmaktadır. İnsanı anlamak ve tabii ki bunun için kendimizi anlamak…

Hedeflerimiz vardır farklı farklı, sürekli yenilenen ve büyüyen, sınırsızlığa uzanan. Sonsuzluğu isteriz aslında, kapasitemizin referansı sonsuzluktur çünkü. Ancak açmazlarımız vardır, kendimize bile söyleyemeyiz bunu. Öncelikle kolayca kavranabilecek bir şey değildir bu, hatta ürkütür, korkutur bile. Ve sahip olmak için, belki de gerçek faydayı bulabilmek için başka şeylere de ihtiyaç duyarız.

Farklı deneyimleri olan var mıdır bilmem ama binlerce yıllık kazancımıza bir anda sahip olsak yine de kendimizi zengin hissedemeyeceğimiz söylenir. Buna rağmen talep ettiğimiz, yetişebildiğimiz ile orantılıdır. Mümkün olmayanı istemek acıtır çünkü, alay konusu bile olabilir, hayalperestlik, gerçeklikten uzaklık olarak görülür. Eldeki ile yetinmek ve mutlu olabilmek kesinlikle gerekli ve önemli. Ama tatmin olmayan yanımızın bize farklı şeyler yaptırmadığından emin olmalı.

Aslında bir an için sonsuzluk deryası ile yüzleşme cesareti gösterip sonsuzlukta benliğimizi erittiğimizi tefekkür etsek hadiselere bakışımız çok farklı olabilir. Herhangi bir şeyi yapmanın veya yapmamanın eşit olduğu, bir yük veya fayda getirmediği bir konumda, tercihin anlamı ne ola ki. Böyle bir anafor ile Mutlak Sonsuz’u bilmeye, adım adım sonsuzluğa ermeye bir yol bile bulunabilir.

Kendi doğrularımızdan, diğerlerini hatalı görme gayretimizden, üstünlüğümüzü kabul ettirme çabamızdan vazgeçebildiğimiz sürece sonsuzluğa erebiliriz. Ve handikaplarımız anlamsızlaşabilir böylece.

Herkesin realitesi farklıdır, herkes kendisine göre haklıdır, mazeretlere sahiptir. En doğru olanı bir şekilde görmüş olsak bile, iddialarımız ile hakikatleri pazara sürüyor olabiliriz. Düşüncelerimize, kendimize ihanettir bu, ayaklarımıza prangalar vurmaktır. Hükmümüz kaderimizdir. Bilmenin cehaletiyle yollarda koşturur dururuz beyhude. İnsanlar bilgiden daha farklı şeylere ihtiyaç duyarlar oysa…

Birisinin iyi olması bizi kötülerden yapmayacağı gibi, kötülerin olması da bizi iyilerden yapmayacaktır. Kim iyi, kim kötü, bilmenin herhangi bir faydası yoktur. İyi bildiklerimiz sadece bizim gibi düşünenler bile olabilir. İyilere iyi dememiz onlara değer katar mı bilinmez ama kötülere kötü demek güzelliklere yol olamaz. Yaşadığımız her hadiseyi O’ndan mesaj bilmek, öğrenmeye, O’nu bilmeye ve bildirmeye fırsat görmek, yolda olabilmenin vazgeçilmez şartlarından olsa gerek.

Böylece erebileceğimiz temsil şuuru ile herkesi anlama gayreti ile konumunda kabul edebilir, iyi hissettirebiliriz kendilerini. Mutlak Sonsuzluktan haber verebiliriz muhataplarımıza. Kendi sonsuzluklarını keşfedebilmeleri adına ne zaman, neye, ne kadar ihtiyaçları var ise aramaları, bulabilmeleri için dokunabiliriz hayatlara…

Tebliğ, sonsuzlukla buluşarak temsil makamına erebilenlerin, erebildiği oranda, yokluğun girdabında boğulan ruhlara sonsuzlukla, sonsuzluğa kucak açıları gibi bir şey olmalı…