Temsil ve tebliğ sarmalı-1

Üzerlerine odaklandığımda, sınırlarını çizmeye çalıştığımda, bilgi depomu bu kavramlara göre harmanladığımda ilginç bir şey ile karşılaştım. Temsil bir haldir ki bu hal en etkin tebliğdir, tebliğ bir haldir ki, temsilin derinliğinde anlamlı. Bu kavramlar birbirini takip eden süreçleri ifade etmekten daha ziyade bütünlüğünde kamil insan olma yolunu anlatır bize, dinleyene, isteyene, gayretimizce, nasibimizce… Temsili ve

SEDAT İLHAN 04 Haziran 2021 BLOG

Üzerlerine odaklandığımda, sınırlarını çizmeye çalıştığımda, bilgi depomu bu kavramlara göre harmanladığımda ilginç bir şey ile karşılaştım.

Temsil bir haldir ki bu hal en etkin tebliğdir, tebliğ bir haldir ki, temsilin derinliğinde anlamlı. Bu kavramlar birbirini takip eden süreçleri ifade etmekten daha ziyade bütünlüğünde kamil insan olma yolunu anlatır bize, dinleyene, isteyene, gayretimizce, nasibimizce…

Temsili ve tebliği anlayabilmek için ayrı ele almakta fayda vardır yine de. Temsil at başı önde gider, tebliğe göre. Temsil ettiğimizi tebliğ edebiliriz çünkü. Temsilimiz tebliğimizdir aynı zamanda.

Tüm insanlar birer temsilcidirler. Kendi dünyalarını temsil ederler, bir gücün temsilciliğini yüklenmişlerdir veya Allah’ı temsil vazifesinin farkındalığı ile yaşamaktadırlar.

BEN merkezli yaşıyorsak eğer, tüm insanlar rakibimizdir, belki de düşmanımız. Birlikteliklerimiz yüzeysel olabilir, sadece söylemlerde kalan. Sevgi deriz de sevilmeyi bekleriz, bilmeyiz ki sevsek sevileceğiz, bilsek de sevemeyiz ki sevilelim…

Bir gücün temsilciliğini yüklenmiş isek eğer, misyonumuz, gücün etki alanında, güç tarafından kabülümüz, güce ayinelik kabiliyetimiz ve diğerlerinin algılarıyla orantılı olarak anlam kazanır. Herhangi bir fabrikaya atanan yönetici, sahibinin verdiği yetki kadar, fabrika sahasında geçerli olan bir misyona sahip olabilir sadece.

Aslında temsil kavramı inanç dünyamızda Allah adına hareket etmek anlamında kullanılır ki, çok büyük bir iddiadır bu. Herhangi bir olguya Allah’ın nazarıyla baktığımızda, başka hiç bir şey ile karşılaştırılamaz bir derinlik ve büyüklük söz konusudur çünkü. Allah’ın affetmesinden bahsediyorsak sonsuzluk olmalı kastımız. Bu misyonun omuzlarımıza yüklemesi tenezzül-ü ilahidir. Böyle bir vazifeye karşı ilgisiz kalmak Veren’e karşı saygısızlıktır. Farkındalığımız ve gayretimiz, Allah’ı bilme adına çok farklı ufuklar açabilecektir. Bu yolda yardımcımız O’dur. O’nun katında olmazlara yer yoktur.

Allah kendisini rahmetiyle tanıtmıştır. Her ne kadar suçluları cezalandırmak isteğine sahip olsak da, güzelliklere giden yollar afv ile süslenmiştir. Güç ile elde edilen kabulün veya gücün fıtratında mevcut olan ceza vermeyi hak görme aldanmışlığının herhangi bir medeniyete beşik olabildiği görülmemiştir. Zor kullanarak herhangi bir düşünce sistemi veya istenmeyen alışkanlıkların engellenmesi mümkün değildir. Kendimizde ceza verme yetkisi görmek mutlak hatasızlık iddiasıdır. Aslolan suçlunun cezalandırılması değil, suçun önlenmesi olmalıdır. Güç sahibi olma, ceza verebilme isteği herkeste var olan bir duygudur. Ancak sevgi ve afv ile dengelenmediği takdirde kaos kaçınılmaz sonuç olacaktır.

Allah’a iman gaybi olarak nitelenmiştir. Temsilde farkındalığımız iman ile orantılıdır. Bu misyonu gerçeklemeye olan gayretimizden Allah’ın razı olması, iman ufkunda farklı boyutlara yelken açmamıza vesile olabilir. Temsil tecrübemiz ile imanın derinliklerini keşfedebilir ve girilen döngüyle adım adım temsilde ve imanda vücud bulabiliriz.

Temsil imkanlar ölçüsünde isteyene vermektir. Allah’a güvenmenin, dayanmanın bir göstergesidir bu. Zamanımızı veririz, sevgimizi, dostluğumuzu, bilgimizi var ise paramızı veririz. Aldanırız ama aldatmayız. Yalanı biliriz ama herkese ayan oluncaya, hakkında hüküm verilinceye kadar, yaptıklarının ne anlama geldiğini görüp tövbe etme ihtimaline karşılık sabrederiz.

Temsil beklentisiz olmaktır. Saygı, kabul, maddi menfaat vb.. beklenti anlamına gelen herşeyden uzak durma hassasiyetimiz anlam katar halimize. Her şeyin yaratıcısı adına hareket etme gayretinde olanların, yaratılmışların eline bakması trajikomik bir durum olabilir çünkü. Bir şekilde beklenti içine düştük ise eğer, vermeyenler hakkında hüküm verirken bulabiliriz kendimizi, Hakim gibi. Verenlerin önceliklerini katabiliriz söylemlerimize belki de. Ne kadar yüce hakikatler de dökülmüş olsa dilimizden, bedeli ödenmiştir. İşine gelen insanları, işine geldikleri sürece dönerken bulabiliriz etrafımızda.

Temsil tüm insanlar için istemektir. Ne kadar kompleks olursa olsun, her şeyin basit kurallara göre işlediğinin, hiçbir şeyin abes olmadığının farkına varabildiğimizce, en sıradan şeylerde bile hikmet arayış gayreti ve görebilmenin hayreti ile mest olabiliriz. Bize benzeyeni, işimize geleni seçiciliğimizi bilebildiğimizce, eğer yol verirsek benliğimizle yapayalnız kalacağımızı öngörebiliriz.

Temsil iddiasızlıktır. Mutlak büyüklükle bilinen bir Varlık adına hareket etmek iddiası anlamsızdır çünkü. Ancak iddiasızlık da bir iddiadır. Ve genelde ispatı istenir yaratılmışlarca. Yok sayılır hakikatler, altına üstüne getirilir, bedeli düşünülmeden. Bu nedenle halk içinde Hakk ile olmak, hadsizlerin imtihanına, İmtihan Sahibinin hatırı için sabretmek temsilin vazgeçilmez yazgısı, hediyesi ve çilesidir…

Sedat İlhan