Nasihat

Fiyakalı sözler etmek isterdim sana. Şöyle en açmazından, en çözülmez bulmaca gibi olanından. En moda olanından yani… Sana ancak şunu diyebilirim : Yüreğinin kırılganlığını kaybetme, gözlerindeki nemi.. Saksıdaki menekşenin hayata gözlerini yeni açan küçük yaprağını farkedebilme hassasiyetini. İstediği balonu alamamış bir çocuğun gözündeki yaşla titreyen yüreğini aymazlığa salma. Ben böyle uzun cümleler kurarım, sen anla.

NAİLE NEDRET 08 Ekim 2017 BLOG

Fiyakalı sözler etmek isterdim sana. Şöyle en açmazından, en çözülmez bulmaca gibi olanından. En moda olanından yani…

Sana ancak şunu diyebilirim : Yüreğinin kırılganlığını kaybetme, gözlerindeki nemi.. Saksıdaki menekşenin hayata gözlerini yeni açan küçük yaprağını farkedebilme hassasiyetini. İstediği balonu alamamış bir çocuğun gözündeki yaşla titreyen yüreğini aymazlığa salma.

Ben böyle uzun cümleler kurarım, sen anla. Diyorum ki kısaca, sen hep böyle, yağmurdan nem, güneşten renk yakala.

Hissiz olma, hassaslığını yitirme. Dostça bakarsan hayata dost olur sana menekşe, yağmur. Rüzgar ses olur, sesine yankı bulursun dağlarda. Yanlız bırakmaz hayat, tutar elinden. Böyle güzeldir zaten yaşamak, unutma.

Gözyaşı neden tuzludur? Yürekler kokmasın diye. İnsanlık batmasın, vicdanlar kararmasın diye. Ağlayabildiğimiz sürece insanız. Gözyaşı ilacı bütün paylaşılamayan, doyulmayan, acınmayan, unutulan şeylerin.

Bütün ihtiyacımız biraz gözyaşı. İster yüreklerin toplu attığı meclislerde, ister bir başına karanlık gecelerde, ister seccadenin başında, başı yerde. İnsanlığın çözülmeyecek derdi yok, yeter ki ağlamayı unutmayalım.