Meriç’te ölen insanlık

Bir ülkenin yitirilmiş hikâyesidir şimdilerde umut! Neyin ümidini yaşadıksa, felek cevrini eksik etmedi üzerimizden. Oysa ne masum hayallerimiz vardı bizim. Öyle nazdar, nazenin bir heves de değildi ama yürekten bir arzunun iştiyak ile bütünleştiği bir davaydı bizimkisi. Evet bir sevdamız bir idealimiz bir mefkuremiz vardı bizim. Yalnız, yapayalnızken gözyaşları ile büyüttüğümüz mefkuremiz… Ağlayanı yalnız bırakmadık

PANORAMA - NEWS 14 Şubat 2018 BLOG

Bir ülkenin yitirilmiş hikâyesidir şimdilerde umut! Neyin ümidini yaşadıksa, felek cevrini eksik etmedi üzerimizden. Oysa ne masum hayallerimiz vardı bizim. Öyle nazdar, nazenin bir heves de değildi ama yürekten bir arzunun iştiyak ile bütünleştiği bir davaydı bizimkisi.

Evet bir sevdamız bir idealimiz bir mefkuremiz vardı bizim. Yalnız, yapayalnızken gözyaşları ile büyüttüğümüz mefkuremiz… Ağlayanı yalnız bırakmadık hiç. Ne ötekileştirdik ne de bu bizden değil dedik, yolda çaresiz bulduklarımıza. Düşenle düştük ama el uzatıp kaldıran olmadı umutlarımızı… Meselemiz biz idi ama biz hep başkası dedik. Başkaları için yaşamak…

Ve bu yüzden kendimize ait planlarımızı hep tehir ettik sevdamız uğruna…

Sahi, gayesi neydi insanlığın, gayesi neydi yaratılmanın ve gayesi neydi var olmanın!

İşte biz hep bunları heceleyip durduk yol boyu. Ve uğruna kavgalara girdiğimiz yolcular vardı sırf karakterimizden taviz vermeme adına dayak da yedik onlar için… Zira felsefemiz güçlünün değil, haklının yanında olmayı gerektiriyordu. Ve nihayet zaman akıp geçmişti böyle bir güzergahta. Oysa şimdi geriye dönüp baktığımızda ‘amasız, keşkesiz’ bir yaşanmışlığı hatırasıyla kalbimize gömüyoruz. Çünkü bizim mülahazamızda Hakkın hatrı hep âli olmuştur. İşte bu yüzden üstünü keşkesiz kapatıyoruz mazinin…

Ve günümüze geldiğimizde görüyoruz ki Haktan gayri dost yokmuş diyarımızda. Hadi bıraktık düşmanı, tutup kaldırdıklarımız, sırtımızda taşıdıklarımız, el uzatıp uçurumdan çekip kurtardıklarımız var ya düşmandan ağır geldi onların cefaları!

Anladık, yok vefa iklimlerinde! Ama insaf dedik, bari insaf insanlıklarında… Heyhat meğer insanlık da yokmuş cibilliyetlerinde! Gözünü menfaatin kapadığı bir toplumu, adavetinin ve nefretinin gayyalarında yok olmaya davet ediyorum.!

Zulme uğramış ve hatta öldürülmüş mazlumun, gökyüzüne bakan açık gözlerindeki girdaplarda kaybolmuştur onların ruhları.!

Açık denizlerde ve azgın nehirlerde nefesi tükenip cansız bedeni kenara vurmuş bir ölü değildir o mazlum.!

Çürümüş bedenlerin insafına veyl olsun.!

Annesinin gözleri önünde yok olup giden, hayır varlığa uçan! o çocuk var ya; o mavi çoraplı çocuk, gökyüzü onunla bütünleşip masmavi olurken, dar gelsin yeryüzü karanlık ruhlara.!

Eyy mavi kabanlı yavrusuna son bir kez el uzatıp, onun yerine de nefes alamayan Anne;

Çığlığın, boğazlarda düğümlensin de senin çaresizliğinde ölüp yok olmayı dilesin sebebi fail.!

🔗Mahfi