Kürt anne kıyametin koptuğuna inanıyor

Kürt anne kıyametin koptuğuna inanıyor

Mardin’de yaşayan bir kürt ailesinin başına gelenler bu yazdıklarım. Ayşe teyze Türkçe bilmemektedir. Her ailede olduğu gibi onunda 8 veya 10 çocuğu vardır. Kocası vefat etmiş. Bir kızı dağa çıkmış. Bir ara eve gelmiş ve birisiyle evlenmiş ve bir çocuğu olmuş kızının. Çocuk sütten kesilinceye kadar anasının yanında kalmış. Sonra çocuğunu bırakarak tekrar dağa çıkmış.

GÜRCAN SEVKİCAN 29 Aralık 2019 BLOG

Mardin’de yaşayan bir kürt ailesinin başına gelenler bu yazdıklarım.

Ayşe teyze Türkçe bilmemektedir. Her ailede olduğu gibi onunda 8 veya 10 çocuğu vardır. Kocası vefat etmiş. Bir kızı dağa çıkmış. Bir ara eve gelmiş ve birisiyle evlenmiş ve bir çocuğu olmuş kızının. Çocuk sütten kesilinceye kadar anasının yanında kalmış. Sonra çocuğunu bırakarak tekrar dağa çıkmış.
Daha sonra bir operasyonda yakalanmış ve hapse girmiş. Bir başka kızı dağda askerle çatışmada ölmüş. Oğlunu ise askere göndermiş. Asker oğlunun şehit haberi gelmiş.

Zavallı ana iki arada bir derede kalakalmış. Akrabalık bağları güçlü olduğu için kendi ağabeyinin ailesi ile de içli dışlılarmış. Birgün koca bir ailenin reisi ve başı olan öz ağabeyi kaçırılmış. 1999 senesinden beridir kayıpmış. Ne dağdakiler biliyormuş yerini ne de resmi makamlar. Tam 16 senedir babalarından haber alamayan 12 evlat bırakmış arkada.

Oğlu askerde şehit düşen yaralı ana, şehit aylığı ve yardımı bağlanmasını ummuş. Fakirlikten perişan haldelermiş. Resmi makamlardan verilen açıklama, diğer kızının dağa çıkmış olması ve halen hapiste olması ve diğerininde askerle girdiği çatışmada ölmesi sebebiyle şehit aylığı bağlanamayacağı cevabı olmuş.

Üstüne gitmemiş araştırmamış. Kapıları aşındırmamış. Zira fakir fukara birisiymiş. Dağdakiler ise kendi ölülerine bağladıkları yardımdan Ayşe anaya vermeme kararı almışlar. Sebebi ise bir oğlunun asker olarak kendileri ile çarpışıp o yolda vefat etmesiymiş. Ayşe teyze yine susmuş. Yine bir şey diyememiş. Ayşe teyzeye başına gelenler hatırlatıldığında:

‘‘Kızım dağda idi, şimdi hapiste. Çocuğuna ben bakıyorum. Diğer kızım dağda öldü. Bir oğlum askerde şehit düştü. Kocam vefat etti. Öz abim vardı bana bakan o da belirsiz kişilerce kaçırıldı, 16 yıldır kayıp. Türkçe ise bilmiyorum. Yaşım ileri. Çalışsam çalışamam. Fakiriz.‘‘

Sonuç olarak ‘‘Ben kendi kıyametimizin koptuğunu ve Allah’ın bizleri ta doğuştan cezalandırdığına inanıyorum” demiş.

İçiniz burkuldu ve sizde kendinizi çaresiz hissettiniz değil mi? Ve bu iş nasıl çözülecek dediniz, dertlendiniz değil mi?

Bakın bu anlattığım olay, koskoca Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde yaşayan insanımızın sadece bir tanesinin hikayesi. Bu açıdan bakarak kürt sorunu var mı yok mu tartışmasına bakabilirsiniz.
Kısaca bu Annenin haline ağlanır mı ağlanmaz mı?
Bölgenin ahir zamanda rahmet olarak oralarda neşet etmiş insanı

Değerli bir fikir adamının dediği gibi:

Din-Dil-Vatan bir ise Millet birdir.
Din ve Dil bir ise yine Millet birdir.
Sadece Din bir ise yine Millet birdir.

Güzel bir söz var: ‘Sadık ve kadim dost, akrabadan yeğdir.’ Kürtler, binlerce yıllık bizim kadim bir dostumuz. Kürtler, Çanakkale’de ki mezar taşlarına imzalarını bizlerle beraber atmıştır.

Kürtler, İslamı savaşsız ve karşı koymaksızın, gönüllüce kabullenmiş en eski Müslüman halklardan. Türkler ile Kürtlerin veya tüm Müslüman halkların en büyük düşmanı cehalet, ırkçılık, ayrımcılık ve fakirliktir. Kürt sorunu vardır. Esasında ise dünya da nitelikli ve ahlaklı insan sorunu vardır.