Kerbelâ’da Hazreti Muhammed’in nesli kesilseydi tüm insanlık da yok olurdu

Kerbelâ’da Hazreti Muhammed’in nesli kesilseydi tüm insanlık da yok olurdu

Bilindiği gibi “Lev lâke” kutsî hadîsinde Hakk Teâlâ, Hazreti Peygambere hitaben; “Ey Habîbim! Eğer Sen olmasaydın âlemleri yaratmazdım.” buyurmuştur. Canlı veya cansız, âlemde her ne varsa Rahmet Peygamberi’nin (Allah’ın selâmı O’nun ve Ehl-i Beyt’inin üzerine olsun) yüzü suyu hürmetine yaratılmıştır. “Ey Ali! Sen ve ben bir nûrdanız.” buyuran Hazreti Muhammed’i, Âl ve evlâdından ayırmak mümkün

PANORAMA - NEWS 04 Ağustos 2022 BLOG

Bilindiği gibi “Lev lâke” kutsî hadîsinde Hakk Teâlâ, Hazreti Peygambere hitaben; “Ey Habîbim! Eğer Sen olmasaydın âlemleri yaratmazdım.” buyurmuştur. Canlı veya cansız, âlemde her ne varsa Rahmet Peygamberi’nin (Allah’ın selâmı O’nun ve Ehl-i Beyt’inin üzerine olsun) yüzü suyu hürmetine yaratılmıştır.

“Ey Ali! Sen ve ben bir nûrdanız.” buyuran Hazreti Muhammed’i, Âl ve evlâdından ayırmak mümkün değildir. Nasıl ki on sekiz bin âlem İki Cihân Serveri hürmetine yaratılmışsa, varlığın devamı da O’nun bizlere miras/emanet olarak bıraktığı Ehl-i Beyt’inin yeryüzünü şereflendirmesi sayesinde mümkündür.

Resûlullah (Allah’ın selâmı O’nun ve Ehl-i Beyt’inin üzerine olsun) buyurmuştur ki: “Yıldızlar semâ (gök) ehlinin guvencesidir. Yıldızlar kaybolduğunda semâ ehli de kaybolur. Ehl-i Beyt’im de yeryüzü ahâlisinin güvencesidir. Ehl-i Beyt’im tükendiğinde yeryüzü ahâlisi de yok olur.”

Meşhûr hadîs âlimi Ahmed bin Hanbel yukarıdaki hadîsi şöyle yorumlamıştır: “Hiç suphesiz Allah yeryüzünü Nebî (Allah’ın selâmı O’nun ve Ehl-i Beyt’inin üzerine olsun)’den dolayı yarattı. Onun devamını da Ehl-i Beyt’inin devamına bağladı.”

Bu hadîslerden şöyle bir sonuç çıkarmak mümkündür: Eğer Kerbelâ’da İmâm Zeynü’l-Âbidîn dahil Hazreti Peygamber’in bütün evlatları katledilmiş olsaydı, yeryüzünde varlığın devamı mümkün olmayacaktı.

Konuyu farklı bir bakış açısıyla değerlendirecek olursak; “Eğer yeryüzünün emniyeti olan Ehl-i Beyt nesli yok olsaydı, insanlara cânı ve başıyla Allah’ı, Muhammed Mustafâ’yı, Kur’ân’ı anlatacak ve sevdirecek, insanları birbiri ile barıştıracak On İki İmâmlar başta olmak üzere, Hünkâr Hacı Bektâş-ı Velî gibi kutuplar, mürşidler, pîrler de olmayacaktı. Dolayısıyla insanoğlunun varlığını anlamlı hale getiren değerler de olmayacaktı.

Allah Muhammed Mustafâ ve O’nun Ehl-i Beyt’inin katârından bizleri ayırmaya. Onlara buğz eden münâfıklara fırsat vermeye.