İşini iyi yap

Kötü yapılmış bir iş görünce ruhumun incindiğini hissediyorum. Yaşama sevincimden çalıyor böyle işler. Şarkıya bir ruh katamıyorsa yazmasın o sözleri şair. Kıvamını bulmuş mu bu beste, düşünsün istiyorum bestekâr. Parlak elmaları tezgahın önüne dizip, poşete gerideki çürük elmalardan koyan pazarcının kendiyle olan barışıklığını merak ediyorum. Vicdan muhasebesini geçtim, seviyor mu yaptığı işi acaba? Memnun mu

NAİLE NEDRET 10 Mayıs 2017

Kötü yapılmış bir iş görünce ruhumun incindiğini hissediyorum. Yaşama sevincimden çalıyor böyle işler.

Şarkıya bir ruh katamıyorsa yazmasın o sözleri şair. Kıvamını bulmuş mu bu beste, düşünsün istiyorum bestekâr. Parlak elmaları tezgahın önüne dizip, poşete gerideki çürük elmalardan koyan pazarcının kendiyle olan barışıklığını merak ediyorum.

Vicdan muhasebesini geçtim, seviyor mu yaptığı işi acaba? Memnun mu ki hayatından, mutlu mu ki böyle? Evine gidip poşetin içindekileri görenin yüz ifadesi hiç canlanmış mıdır gözünde? Nasıl razı gelebilir işini bu şekilde yapmaya?

Nasıl razı gelebilir bir taksici, görevi müşterinin işini kolaylaştırmak olmalıyken, gözü taksimetrede, yolu uzatmaya?

Hayat sadece geçim endişesinden, sadece kendi mutluluğundan ibaret midir bu kadar? Daha kutsal değerlerimiz yok muydu bizim?

Duvar dibinde bir ot bile olsan, oradaki en parlak ot sen ol sözü sadece bir Mevlana vecizesinden mi ibarettir?

Ey duvar ustası, yaptığın işi iyi yap, mutlu olursun. Hatta en iyisini sen yapmaya çalış, bak, yaşama sevincin, kendine saygın artacak. Dünyaya bakışın değişecek.

Daha huzurlu, daha yaşanabilir bir dünya hayal ediyoruz. Sen, zekatını malının kötüsünden veren esnaf, zekatın hakkını versen belki dünya kurtulur. Tereyağına patates katmaktan vazgeçerse köylü, belki acılarımız diner biraz.

Nereden başlamalı? Sorumluluk bilinci mi? Aslında bizim ve insanlığın ihtiyacı olan kendi mana ve ruh köklerimize dönebilsek, aradığımız nur orada, yolumuzu aydınlatacak.

İyi yapılmış işler ilham veriyor insana. Güzellik, estetik, zarafet ciddiye alınmış işlerde nasıl da kendini hissettiriyor ve insan ruhunu peşine takıp yeni ilhamlara sürüklüyor.

Bakımlı, güzel bir bahçe, bir çiçekçi vitrini de olabilir, çeker ilgiyi üzerine. “Çiçekler ne güzel!” dedim, Çiçekleri sevmem!” dedi.

“Çiçek sevmeyenin en fazla hayatında eksik bir şey vardır.” diye düşündüm, yoksa bir açıklaması olamaz, yaratanın bu narin sanat eserlerini sevmemenin. Gerçekten de öyleydi, “Hayatımın en kötü anında gelen çiçeği neden seveyim ki!” dedi. “Çiçeğin ne suçu var?” diyebildim sadece.

Ehlinin dilinden, özenle okunan bir ezan da öyledir, bir serinlik yayar insanın ruhuna, bir huzur. Sabah rüzgarı değmiş gibi. Bu hazzı ve huzuru pek az şeyde bulabilirsiniz.

İşine özenen bir ayakkabı boyacısı, bir terzi. İnsanı mutlu eden detaylardır bunlar, ama küçük parçaları birleştirirler ve aslında bütün bir hayatı anlamlı kılar ve insana yaşama sevinci verirler.

Denilebilir ki insan güzeli aramak üzere var edilmiştir. Güzel olana ilgi de yaratılıştaki bu gayeden kaynaklanır. Güzeli yaratan güzeller güzeli yaratıcıyı bulmak ise asıl hedef.

Ve son söz Bakara suresinden. “İşinizi güzel yapın, Allah işini güzel yapanları sever.”