İletişim ve insan fıtratı

Farkında olsak da olmasak da, her şey ile her an iletişim halindeyiz. Sürekli bir şeyler alır – veririz, birbirimizi etkileriz. Ancak önemi düşünüldüğünde ve diğerlerinin de bir göstergesi olması açısından insanlar ile iletişimi konuşmak faydalı ve yeterli olabilir. İnsanlar ile iletişim ise konumuz, öncelikle insan nasıl bir varlıktır, bunu konuşmalı. Kur’ân’da insanın zaafları, kötü yönleri

PANORAMA - NEWS 05 Ağustos 2019 BLOG

Farkında olsak da olmasak da, her şey ile her an iletişim halindeyiz. Sürekli bir şeyler alır – veririz, birbirimizi etkileriz. Ancak önemi düşünüldüğünde ve diğerlerinin de bir göstergesi olması açısından insanlar ile iletişimi konuşmak faydalı ve yeterli olabilir. İnsanlar ile iletişim ise konumuz, öncelikle insan nasıl bir varlıktır, bunu konuşmalı.
Kur’ân’da insanın zaafları, kötü yönleri anlamında sayılan 7 özellik beyan edilir.
İnsan Çok Zâlim ve Câhildir
İnsan Acelecidir
İnsan Menfaatine Çok Düşkündür
İnsan Allâh’a Karşı Pek Nankördür
İnsan Harîs ve Cimridir
İnsan Kıskanç ve Hasetçidir
İnsan Zayıf Yaratılmıştır
Söylemler, kriterler güzeldir ama bazen altını üstüne getirmeden, kime, nasıl, ne kadar bakar tefekkür etmeden bize gereği kadar bir şey ifade etmeyebilir. Yukarıdaki kriterlere bu gözle bakarak anlamaya, kim kimdir, ne nedir görmeye çalışalım.
-Bu özelliklerin bizde olmadığını söylemek çok büyük bir iddia olur, peygamberlik iddiası gibi bir şeydir bu.
-Peygamberler günahsızdırlar, çünkü Allah’ın elçisidirler. Üstlendikleri vazife, insanlara yol gösterme vazifesi, günahsızlık gerektirir, nefisten konuşmamayı gerektirir.
-Ancak normal insan böyle değil. Herkes haklı görür kendisini, mazereti vardır, en kötü şeyleri yapanların da mazereti vardır. “Hata altın sırmalı kaftan olmuş, kimse giymek istememiş” demiş atalarımız.
-Bir çok örneğini görürüz tarihte, çevremizde. İyi niyetle hedefleri olan ama eline güç geçtiğinde değişen, kötü birisi oluveren… Ve bizim de değişmeyeceğimizin garantisi ne yazık ki yok.
-Ayrıca bu özelliklerin bizde olması kötü değildir. Farkında olmak ve yerinde kullanmak bizi daha iyiye ve güzele götürebilir.
-Allah (cc) insanı en güzel surette yaratmıştır, O’nun isimlerine ayinelik yapmaktayız. Doğru kullandığımızda hiçbir kötü özelliğimiz yoktur. İnsan-ı kamil seviyesine çıkmaya adayız, bu kapasiteye sahibiz ve Allah isteyene vereceğini, yardımcı olacağını beyan etmektedir.
-Bu özellikleri doya doya içinde yaşayıp iç dengesini kurmayı başarabilenler zaaflarını, insanların zaaflarını anlayabilirler ve hayatı yönetebilirler.
-Herhangi bir şeyi yok saymak, onu yok etmeyecektir. Aksine varlığını kabul etmek, kendimizi anlamamızı, gelebilecek tehlikelerden, zararlardan korunmamızı sağlayabilecektir.
-Örneğin, birisini görürüz, herhangi bir şeyi başardım diye çılgınca sevinen. Kızabiliriz, neden? Bu duygumuzun aslında içimizdeki kıskançlıktan geldiğini görebildiğimizde ve bizi asıl iyi yapacak olan şeyin, onun sevincine ortak olmak oldugunu farkettiğimizde ve ortak olabildigimizde, kendimizi daha mutlu hissedebiliriz.
-Aşırı sıcağın soğuk, aşırı soğuğun sıcak etkisi göstermesi gibi, bu özelliklerimizi sınır tanımadan simüle edebilmek kendimizi tanıma, gerçekleme adına güzel bir çözüm olabilir.
-Mesela, enaniyeti zayıf bir insan var mıdır bilmem ama mülayim birisi diyelim, hiçbir şey istemeyebilir. Enaniyetli bir insan kainatı isterse, dağlar kadar enaniyeti olan insan kainati almaya tenezzül etmeyebilir, Allah der sadece, yaratılmışlar ile işim olamaz der…
-Bu özelliklerin muhatapda olduğunu, kendimizde olan ile hatta kendimizde olan kadarıyla biliriz.
-İnsanın, kendi tecrübelerinde, iç dünyasında karşılığını bulamadığı bir duygunun ve kriterin muhatabındaki ölçüsü hakkında görüş bildirmesi mümkün olmayabilir. Kişi, kişinin aynasıdır demiş atalarımız.
-Bu özelliklerimiz Allah’a karşı herhangi bir şey ifade etmeyecektir. Sonsuz kudrete karşı, sonsuz olmayan herhangi bir şey sıfır hükmündedir. Ancak bu özelliklerimizle insanlara karşı verdiğimiz rahatsızlık, haksızlık, zulüm, kalp kırılmasına karşı muhatabımız Allah’tır.
-Mesela zalim olmamız bizi zulmeden yapmayabilir. Hüküm Allah’ın olmakla birlikte, niyetimiz de çok önemli olmakla birlikte, herhangi bir davranışımızdan dolayı, hatta hakkı söylüyorum derken bile, muhatabımızın zulme uğradığını düşünmesi bizi zalim yapabilir.
-Şeytanın şeytan olması, meleklerin melek kalmasındaki bir kriter, insanoğlu ile olan imtihanlarıdır. İnsanın, insanla olan imtihanında muhatabı Allah’tır.
-Muhataplarımızla iletişimimizde bu özellikleri yok saymak onu imtihan etmek hükmünde olabilir. Kimseyi imtihan etmek haddimiz değildir. Çok da enaniyetli, bir şey demeye gelmiyor diyemeyiz.

Varlık savaşı, ‘Ben’lik savaşı olabilir bu ve savaşın kazananı yoktur

İmtihanı yapan Allah’tır, haddimiz olmadan O’nun alanına girmemizin cezası bu dünyada da karşılıksız kalmayacaktır. İnsanların birbirlerine karşı saygısızlığı, toplumdaki çöküşün son aşamalarıdır belki de…

Herkeste bu özelliklerin düşünebildiğimiz kadar maksimum olduğunu kabul ederek iletişimde bulunabilirsek, kimseyi rahatsiz etmemiş oluruz. Kimsenin ne kadar kötü (!) olduğunu da ölçmemiş oluruz. İletişimde kaliteyi yakalayabiliriz, mutlu oluruz, herkesin bizimle konuşmak, vakit geçirmek isteyeceği bir insan olabiliriz.

SEDAT İLHAN