Georg Wilhelm Hegel, yaşlı bir memur ve teolog ailenin oğlu olarak 27 Ağustos 1770’de Stuttgart’da dünyaya geldi. Zeki bir öğrenciydi. Kazandığı burs sayesinde filoloji, matematik ve felsefe okudu. 1790’da Tübinger Stift’de yüksek lisans yaptıktan sonra teoloji bölümünü okudu. O zamanlarda Fransız devrimi ilgisini çekiyordu. 6 yıl boyunca Bern ve Frankfurt’da aile öğretmenliği yaptı. Hegel’in doğduğu
Georg Wilhelm Hegel, yaşlı bir memur ve teolog ailenin oğlu olarak 27 Ağustos 1770’de Stuttgart’da dünyaya geldi. Zeki bir öğrenciydi. Kazandığı burs sayesinde filoloji, matematik ve felsefe okudu. 1790’da Tübinger Stift’de yüksek lisans yaptıktan sonra teoloji bölümünü okudu.
O zamanlarda Fransız devrimi ilgisini çekiyordu. 6 yıl boyunca Bern ve Frankfurt’da aile öğretmenliği yaptı. Hegel’in doğduğu zaman, Beethoven’ın da doğduğu yıla rastlar. O dönem Almanya en verimli senesini yaşıyordu. Goethe, Novalis, Schlegel Kardeşler ve Hölderlin’de bu dönemlerde yaşamışlardır.
1801’de Hegel, Jena Üniversitesine, Alman İdealizminin en önemli temsilcilerinden Johann Gottlieb Fichte‘nin, desteğiyle atanmıştır. Aynı zamanda kendisi gibi felsefeci Friedrich Wilhelm Joseph Schelling’de orada çalışıyordu. Aralarında samimi bir arkadaşlık oluştu. Hegel‘den daha önce bu ikili (Fichte ve Schelling) kendi görüşlerine göre idelizmi temsil ediyorlardı.
Hegel daha büyük çapta yerini almamıştı. 1807’de Hegel, çok ses getiren “Phenomeno logie des Geistes” (Tinin Fenomenolojisi’ni) adlı kitabını yayınladı. Bu kitapla ilk defa kendi bağımsız fikrini ortaya atmış oldu.
Schelling’e bir mektubuna göre, “kitabın yazılması Jena savaşından (14 Ekim 1806) önceki gece” tamamlandı. Erken doğumun izlerini taşıyan ve bu nedenle pragmatik okuma tarafından ve sık sık politik beklentiler zemininde yeğlenen bu çalışmayı, Nürnberg’de 1812-1816 yılları arasında üç bölümde yayımlanan Mantık Bilimi ‘Büyük Mantık’, arkasından Felsefi Bilimler Ansiklopedisi (Heidelberg, 1817), ve Tüze Felsefesi (Berlin, 1821) izledi.
Jena savaşı nedeniyle üniversite kapatılınca, maddi sıkıntı çekmemek için Nürnberg’de lise müdürü olarak 1812’den 1816’ya kadar çalıştı. Daha sonralarında birçok üniversiteden talep geldi. Ünlü felsefeci Heidelberg Üniversitesinde göreve başladı. Bu dönemlerden kalan birçok eseri oluştu.
1831’de Kolera sonucu ölmüştür. 1818’den itibaren vefatına kadar Berlin Üniversitesinde çalıştı.
Hegel, Berlin’de çalıştığı vakitlerde, Almanyanın en büyük filozofu olarak tanınıyordu. Kant’ın yolundan gidilip, Alman idealizminin en büyük temsilcilerinden olmayı başardı.
‘Tinin ve doğanın birbirini dışladığını’ ileri süren Kant’ın ikiciliğine karşı çıkan Hegel: ”insan varlık hakkında, duyuları hiç kullanmaksızın, yalnızca akıl yoluyla gerçek ve apaçık bir bilgiye ulaşabilir. Çünkü, aklın yasalarıyla, varlığın yasaları bir ve aynıdır. Yine ona göre nesnenin kendisi de özne gibi akılsaldır. Hegel varlıkla düşünce arasındaki bu özdeşliği şöyle ifade etmiştir: “Akla uygun olan gerçektir, gerçek olan da akla uygundur.”
Haber: Merve Tuna
