İç ve dış dünyamızı tekrar keşfetmek

Geniş ve bakımlı bahçeleri olan evlerin önündeki toprak yolda ilerlerken çok az insanla karşılaşıyordu. On veya on beş metre kadar ötede sekiz on yaşlarında bir kız çocuğu evlerinin önündeki çimenlerin üzerine bir şeyler koyup, içeriye döndü. O anda herhalde yoldan gelip geçenlere bir şeyler satacak ve şimdi bir tabure ile gelecek diye düşünürken, oraya da

SİNAN CAN 12 Nisan 2020 BLOG

Geniş ve bakımlı bahçeleri olan evlerin önündeki toprak yolda ilerlerken çok az insanla karşılaşıyordu. On veya on beş metre kadar ötede sekiz on yaşlarında bir kız çocuğu evlerinin önündeki çimenlerin üzerine bir şeyler koyup, içeriye döndü.

O anda herhalde yoldan gelip geçenlere bir şeyler satacak ve şimdi bir tabure ile gelecek diye düşünürken, oraya da varmıştı zaten. Ama yanılmıştı. Çünkü yuvarlak şık ahşap bir kutu içine koyduğu bir kaç oyuncağın önüne “hediye edilmek içindir” yazılı bir kağıt yapıştırıldığını gördü. Hemen kendisine ilginç gelen bu durumun fotoğrafını çekip, yürüyüşüne devam etti. Biraz ileride evlerin hemen yanıbaşında olmasına rağmen birkaç ördeğin yüzdüğü küçük ve temiz bir gölün etrafında bir tur atıp, biraz da kültür fizik hareketleri yaptıktan sonra aynı yoldan dönerken, o kutuya bir kez daha baktığında bazı oyuncakların alındığını gördü. Bir kızın severek oynayacağı oldukça güzel bir oyuncak ise halen kutuda duruyordu.

Kendisinin artık oynamadığı oyuncaklarının bir köşede unutulup gitmesini değil de, onlarla oynamaktan keyif alabilecek kişilere hediye etme isteğini duyması ve bu arzuyu eyleme dönüştürmesi, sonrasında da o kutunun boşalmasıyla hiç tanımadığı birinin ya da birilerinin mutluluğunda rol oynayabilmenin hazzını tadarak büyüyor olması ne kadar güzeldi.

İlginçtir aynı günün akşamı elektronik (e) postasına (e mail) bakarken gündüz yolda şahit olduğu küçük kızın adeta yetişkin versiyonu ile karşılaştı. Aynı beldede yaşayan insanların üye olduğu komşuluk sistemi olarak adlandırılan bir organizasyondan geliyordu e posta.

E postada bir aile kızlarının küçük geldiği için giyemediği, seçip ayırdıkları güzel etekleri, bluzları, pantolonları, tişörtleri ve bir ceketi hediye etmek istediklerini yazmışlardı. Bu giysilerin fotoğraflarını da paylaşmışlardı. Ayrıca şöyle bir not da eklemişler. Doğrudan görüşmemiz gerekmiyor. Biz bunları bir torbanın içine koyup evimizin çitlerine asacağız. Oradan alınabilir.

Akşam üzeri şahit olduğu küçük kız gibi biri büyüdüğünde demek ki böyle bir anne oluyor diye düşündü. Hediye alanı rahat ettirmeye yönelik duyarlılığı, en az hediye verme isteği kadar saygı duyulmayı hak ediyor değil mi?

Aynı gün yaşanan bu iki örneğin can alıcı noktası ise; resmî ya da gönüllü bir yardım kuruluşuna değil, toplumun günlük yaşantısına ait olmaları idi.

Bu güzel örnekler elbette kendiliğinden oluşmuyorlar. Ailenin, eğitim sisteminin, medyanın ve daha başka etkileyici bir çok faktörün imrenilecek işbirliği ile ortaya çıkıyorlar.

Farklı dil, din, ırktan olan ve farklı coğrafyalarda yaşayan insanların birbirinden öğreneceği, göreceği bir çok güzellikler var. Bunları keşfetmek için ise adımlar atmak gerekiyor.

İnsanın kendi iç dünyasındaki ve dış dünyadaki güzellikleri keşfetmesi için adımlar atmaya değmez mi?