Herkes yazsın, konuşsun

Dünyada mutlak bir şey yoktur çünkü. Bir yönü ile güzel olan, diğer bir bakış açısıyla kötü görülebilir. Veya güzellikler niyetlerimiz ve gayretlerimiz ile vücut bulurlar. Yazmak!… Neler söylenebilir bu konuda? Yazmalı mı, yazmamalı mı, kimler yazmalı, herkes yazabilir mi, neyi yazmalı yazacak isek? Bu sorulara herkes kendisi cevap vermeli. Haydi bir yazı yazayım diyerek yazılamayacağı

SEDAT İLHAN 16 Mayıs 2021 BLOG

Dünyada mutlak bir şey yoktur çünkü. Bir yönü ile güzel olan, diğer bir bakış açısıyla kötü görülebilir. Veya güzellikler niyetlerimiz ve gayretlerimiz ile vücut bulurlar.

Yazmak!… Neler söylenebilir bu konuda? Yazmalı mı, yazmamalı mı, kimler yazmalı, herkes yazabilir mi, neyi yazmalı yazacak isek?

Bu sorulara herkes kendisi cevap vermeli. Haydi bir yazı yazayım diyerek yazılamayacağı gibi, beynin içinde kelimeler uçuşmaya başladığında kalemden dökülmesine kimse mani olamaz.

Bu yazı yazılıyor ise yazmanın gerekmediğine dair bir şeyler söylemem zordur. Aksi taktirde kendimle çelişmiş olurum. Ve şahsıma ait nedenlerimi bilirim sadece, ne bulduğumu paylaşabilirim sizlerle.

Yazmamak için ne kadar çok mazeretimiz var ise, yazmaya da o kadar çok ihtiyacımız olmalı.

Öğrenmek isteyen yazmalı mesela. Yazmak, okumak, dinlemek, konuşmak öğrenme metotlarıdır çünkü. Bildiğimiz konularda yazmalı veya. Herkes bir şeyler bilir. Her şeyi bilen neyi bilir ki.

Tecrübelerimizi aktarmalı dostlara. Yaşadığımız hadiselerden, hayattan süzdüklerimizi sunmalı yudum yudum. Doğal olanı da budur zaten. Kendimiz için almalı kalemi elimize. Kağıtta ne görüyorsak oyuzdur, bundan kaçamayız, yüzleşmeliyiz. Kavramların birbirleriyle kavga ettiği o savaş alanı bizim hayatımızdır.

Çok bildiğimizi sanıyorsak da yazmalı. Ele aldığımız konularda ne kadar da yüzeysel düşündüğümüzü görebiliriz böylece, derinliklerde insanlığımızı keşfedip sınırsızlığımızı çizebiliriz.

Vaktimiz yok ise de yazmalı. Zaman planlamasını yatırmalı masaya, didiklemeli, hallaç pamuğu atar gibi. Ta ki su gibi aksın hayatımız.

Çok kötü bir tecrübe yaşadı isek de yazmalı. Nedenlerini, çözümlerini bulabilmek için, kimse benzeri ile karşılaşmasın diye yazmalı. Karşılaşanlara bir nefes olabilmek ihtimali yüreğimizi soğutur, huzurla doldurabilir böylece.

Yazmak zor geliyor ise de yazmalı. Belki de hızlı yaşıyoruzdur hayatı, renklerin farkına varamadan. Nefesimizi, soluğumuzu, yüreğimizi sakinleştirmek için sarılmalı kaleme.

Dostumuz yeterli değil ise de yazmalı. Yazılanlar zamandan zeminden bağımsız milyonlarca yüreğe dokunabilir, okuduklarımızın bize dokunduğu gibi.

Birileri “yazamazsın” diyorsa da yazmalı. İnsanlar kendi korkularını dile getirirlermiş, bilmeli. Aradığımız her şey belki de korkularımızın ötesindedir, denemeli.

“Ne gerek var ki” diyenlere gülüp geçmeli. Kendi nedenlerimizi bulmalı ve diğerlerine kulaklarımızı tıkamalı.

Bence herkes yazmalı, yazabilir de. Çünkü yazmak düşüncelerimize anlam verme gayretimizdir. Ve bu gayret, insanın kendine verebileceği en güzel hediyedir.

Bu vesile ile tüm dostları yazmaya davet ediyorum. Yazmamak için mazeretlerimizle yüzleştiğimizde ve çözümlerde yaşamak için kendimize bir fırsat verdiğimizde bambaşka bir dünyanın kapısı açılabilir önümüze. Herkes yazar, konuşur, hep birlikte, hepimiz için, hayatı yaşanır kılabiliriz böylece…

Sedat İlhan

ÖNE ÇIKANLAR