Allah Kur’ân-ı Kerîm’de Kadir Sûresinde bu geceden şöyle bahseder: “Şüphesiz, biz onu (Kur’ân’ı) Kadir gecesinde indirdik. Kadir gecesinin ne olduğunu sen bilir misin? Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır.”
Bildiğiniz gibi “Her geceyi Kadir bil, her gördüğünü Hızır bil.” sözü Anadolu’da çok yaygındır. Bu söz her gecenin Hakk’a yakınlaşmak, hakîkatla buluşmak için bir fırsat olarak değerlendirilmesi gerektiğini ifade eder. Bu gece Allah’a yönelen eller ve gönüller geri çevrilmez.
Hazreti Muhammed (s.a.a.v.) döneminde Kur’ân’ın indirildiği Kadir Gecesi Perşembe’yi Cuma’ya bağlayan geceye denk gelmiştir. Alevîlerle birlikte bütün tasavvufî ekoller âdâb, erkân ve ibâdetlerini Kadir Gecesine denk getirebilmek için -Anadolu’da Cuma akşamı denilen- Perşembe geceleri yaparlar.
Alevîlikte “Kırk sekiz Perşembe” yani Muharrem ayındaki dört hafta hariç kırk sekiz hafta Perşembe’yi Cuma’ya bağlayan geceleri cem ibâdeti yapılır. Amaç birinde olmazsa diğerinde Kur’ân’ın indirildiği geceyi bulabilmektir.
Aslında kader planında Kadir Gecesi ile denk gelen başka bir gün daha bulunmaktadır. Hazreti Muhammed Kadir Gecesinin Ramazan’ın son on gününde aranması gerektiğini ifade etmiştir. İmâm Ali’nin (k.v.) şehâdet günü ise Ramazan’ın 21’idir.
Fakire göre; Hazreti Ali Efendimiz’in şehâdet şerbetini içtiği gece Kadir Gecesi olabilir. Nitekim Hazreti Muhammed; “Ali Kur’ân’la beraberdir. Kurân da Ali ile bareberdir.” buyurmuştur. Allah ömrünü Kur’ân’ın bir araya getirilmesi, tefsîr ve te’vîline adamış olan Hazreti Ali’yi Kadir Gecesinde huzûruna almıştır.
Bir başka ifadeyle Kadir Gecesinde Kur’ân ve Ehl-i Beyt emanetleri yine birbirlerinden ayrılmamışlardır. Dilerim ki bu gece bizler de bu iki emanete sahip çıkmanın haz ve mutluluğunu yaşarız.
Ünlü Alman düşünürü Goethe içerisinde Allah’ın güzel isimlerinden en çok el-Adl (Adil)’in geçtiği Kur’an’ın indirildiği Kadir Gecesi’nin bütün insanlık için bir Bayram olarak kutlanmasını tavsiye etmiştir. Evet doğrudur. Tüm insanlığı kurtaracak olan Kur’ân ve Ehl-i Beyt’in “ilim ve adâlet anlayışı” değil midir?
Niyâzım odur ki Allâhu Teâlâ cümle mü’min-müslim cânlara bu iki emaneti akıl, gönül ve vicdanlarında hakkıyla taşımayı nasip ede. Duâlarınız, münâcâtlarınız Hakk Dergâhına yazıla. Dilde dilekleriniz, gönülde muratlarınız hâsıl ola.
Bu gece hürmetine Hakk Teâlâ bütün insanlığı virüs belâsından, görünür görünmez musibetlerden kurtara. Masum, mazlûm ve mağdûrlara yardım edip zâlimler elinden kurtara. Ülkemize ve dünyaya huzûr, sükûn, barış, kardeşlik, şefkat ve merhamet vere.
Musa Kazım Horasânî
