Hayatınızı zorluklara mahkûm edin

Başınızda olan ve ileride başınıza gelebilecek olan imtihanları azaltmak istiyorsanız her türlü iddialı hareket ve düşünceden vazgeçmelisiniz. Hayat, iddiasından vuruyor insanı. Güçlüyüm dediğiniz yerde gücünüzle, malınıza güvendiğiniz anda malınızla, evladınızla gururlandığınızda evladınızla imtihan ediliyorsunuz. Din bile iddiayı kaldırmıyor. İnsanlık da, ahlak da kaldırmıyor. Asla işlemeyeceğinizden emin olduğunuz günahı işledi, asla düşmeyeceğinizi iddia ettiğiniz duruma düştü,

NAİLE NEDRET 30 Ağustos 2017 BLOG

Başınızda olan ve ileride başınıza gelebilecek olan imtihanları azaltmak istiyorsanız her türlü iddialı hareket ve düşünceden vazgeçmelisiniz.

Hayat, iddiasından vuruyor insanı. Güçlüyüm dediğiniz yerde gücünüzle, malınıza güvendiğiniz anda malınızla, evladınızla gururlandığınızda evladınızla imtihan ediliyorsunuz.

Din bile iddiayı kaldırmıyor. İnsanlık da, ahlak da kaldırmıyor. Asla işlemeyeceğinizden emin olduğunuz günahı işledi, asla düşmeyeceğinizi iddia ettiğiniz duruma düştü, yapmam dediğiniz hatayı yaptı diye insanları ayıpladınız mı bilin ki basınıza gelecek. Kişi kınadığını yaşamadan ölmüyor.

İddia nedir? Kendini bir şey sanmaktır. Her türlü iddiadan vazgeçmek nedir? Kendini sifirlamak. Sıfır bile değil, sifir. Sıfırın bile bir değeri vardır, oysa sifir hiçbir şeydir. Alvarlı Efe hazretlerinin deyimiyle ” Herkes yahşi ben yaman, herkes buğday ben saman.“

İddiasız olmak içten gelen bir durum olabileceği gibi çok ciddi bir disiplini gerektiren bir eğitimle de elde edilmesi gerekebilir. “Hayatınızı zorluklara mahkum edin.” Kitap değil, kütüphane değerinde bir söz.

Bir not defterinde bu söze rastladığımda bir süre öylece deftere bakakalmıştım. Hayat size zorluklar hazırlıyor, sizi imbiklerden süzdü, süzüyor, süzecek. Siz gelene, gelecek olana razı gelmeyi talim edin ki fırtınalarda sarsılsanız da devrilmemeyi talim etmiş olursunuz.

Daha evlâsı sizi isyan ettirmeyecek ama rahat da bırakmayacak zorluklara talip olmaktır. “Lezzetleri acılaştıran ölümü çokça anın.“ düsturu, hayatı zorluklara mahkum etme tavrının ipuçlarını taşımaktadır. Zorluk rahatın düşmanı, huzursuzluk gafletin panzehiri.

Hz. Bediüzzaman, Allah rahatlık versin diyene kızar, “Hay Allah sana rahatlık versin.” dermiş. Dünya rahatlık yeri değil, siz aksini iddia etseniz veya isteseniz de değil. Yine Hz. Bediüzzaman’ın deyimiyle bu dünyanın parası çok pahalıdır. Yani ödeteceği bedel, elde edeceğiniz menfaatten fazladır.

“Kendinizi zorlu bir sınava sokun. Sizden başkasının bilmediği bir sınava. Mesela kimsenin sizi görmediği bir yerde bile düzgün bir hayat yaşayın. Yalnız olsanız bile görgü kurallarına ve davranışlarınıza dikkat edin.

Bu sınavların üstesinden geldikten sonra kendinizi tekrar değerlendirin. Bu, kendinize duyduğunuz saygıyı göstermenin bir yoludur. Bu, kendinize bir hediyedir.“ Benzer anlamlara gelebilecek bu cümleler ise uzakdoğudan. Hangi öğretinin izleridir bilinmez ama yolda bir işaret bulmuşa benzer.

Yazar, „Hayatınızı zorluklara mahkûm edin.“ sözünü anlatmak iddiasıyla başlayıp kapısını bile aralayamayan bu yazı için sözün muhterem sahibinden de, okuyucudan da helâllik diler.