Hacı Bektaş-ı Veli’nin Kitabü’l-Fevaid adlı eserinden nasihatlar

Ey derviş! Bütün yaratılmışlar tek bir şahıs gibidir ve insan-ı kâmil o şahsın kalbidir. Bazısı da bütün yaratılmışların bir ağaç gibi olduğunu söylemiştir. İnsanlar o ağacın meyvesidir ve insan-ı kâmil onun özüdür. Fâide: Âşıklar ve abdallar Yüce Allâh’ın; “Beni anan beni sever, beni seven bana âşık olur, bana âşık olana ben (de) âşık olurum, âşık

PANORAMA - NEWS 06 Eylül 2021 BLOG

Ey derviş! Bütün yaratılmışlar tek bir şahıs gibidir ve insan-ı kâmil o şahsın kalbidir. Bazısı da bütün yaratılmışların bir ağaç gibi olduğunu söylemiştir. İnsanlar o ağacın meyvesidir ve insan-ı kâmil onun özüdür.

Fâide: Âşıklar ve abdallar Yüce Allâh’ın; “Beni anan beni sever, beni seven bana âşık olur, bana âşık olana ben (de) âşık olurum, âşık olduğumu öldürürüm ve öldürdüğüme diyet benim.” kutsî hadisinde bahsettiği kimselerdir.
Ne zaman ki her şey onun gözünde yok olur ve kendi de yok olur ve bu hâl ile Allâh’ın güzel Cemâl’inin öldürülmüşü olur, Hakk’ın Cemâl’inin gerçeğine işte o zaman erer, ilk olarak Kur’ân’da bahsi geçen; “Ey Peygamber! Sabah akşam sadece Allâh’ın zâtını arzulayarak Rabb’ine duâ ve ibâdet ederler” makamına ulaşır.
Daha sonra: “O’nun Cemâl’i dışında her şey yok olacaktır” makâmına erer. Nefsi de bütün eşyâ ve mevcudat da bu ilâhî Cemâl’de yok olur.
Bu öyle bir ilâhî Cemâl’dir ki Muhammed ve Adem kelimelerindeki ezeli ve ebedi bilgi (ilim) dâhil onda yok olur. “Allâh’ın maktulü” olmaya gelince… Hâlîl’in İsmâil’in katili olduğundaki gibidir. Şüphesiz ardından, maşûk olan Hûda’nın Zâtı bâkî kalacak, âşık da aradan çıkıp yok olacaktır. “Onun diyeti benim” sözünün manası budur.
Başka bir hadiste de bahsedilen abdalın manası da budur. Onlar budalâ’dırlar. Elçilerin Emîni salât ve selam onun üzerine olsun buyurdu:
“Şahıslanmalar ve ortaya çıkmalar ortadan kalkınca, onun Cemâl’ine ait ilâhî nûrlarının üzerindeki örtü açılır, göz alabildiğince Yüce Mevlâ olur, yaratılmışların görüntüleri yok oluverir ve âşık kalmaz, hep mâşuk olur. Hiçbir şeye muhtaç olmama, kudret, kuvvet ve kahredicilik âlemi olur ki büyüklük sahibi, büyüklüğünü gösteren, açık olur, âşığın katili olma hadisesi ve “Ene diyetühû” yani “Ben âşığımın kâim-i makâmı (onun yerine geçen) olurum.”
Ayrıca Kur’ân-ı Kerîm’deki; “Eğer, ölseniz de öldürülseniz de Allâh’ın huzûrunda toplanacaksınız.” ortaya çıkar…
Hakk Teâlâ bizleri dünyevî unvan, makam ve mevki sevgisinden, onlara bağlanıp, onlarla övünmekten uzak eylesin. Bizleri, Hünkâr Hacı Bektâş-ı Velî gibi fakr ve kulluk bilincine ulaşıp yokluk denizinde varlık gemisine binen abdalların, âşıkların zümresine dahil eylesin. Gönül bahçesindeki benlik ağacını söküp onun yerine tevhîd ağacı diken, marifet yemişlerini eş, dost ve akrabalarıyla yiyen talihlilerden eylesin.
Musa Kazım Horasânî