Gurme

Gurme kelimesi Fransızca gourmet kelimesinden dilimize geçmiş. Lezzeti keşfetmiş,  damak tadına sahip, yemesini bilen anlamına geliyor. Osmanlı’da buna ne deniyordu diye baktım, bir karşılık bulamadım. Belki de vardır, ben bulamamışımdır. Belki de, o zamanlar yemek zevkine sahip olmak o kadar da büyük marifet değildir. Cömertlik, paylaşmak, misafirsiz sofraya oturmamak, fakir fukarayı görüp gözetmek, bulamayan vardır

NAİLE NEDRET 14 Haziran 2017

Gurme kelimesi Fransızca gourmet kelimesinden dilimize geçmiş. Lezzeti keşfetmiş,  damak tadına sahip, yemesini bilen anlamına geliyor.

Osmanlı’da buna ne deniyordu diye baktım, bir karşılık bulamadım. Belki de vardır, ben bulamamışımdır.

Belki de, o zamanlar yemek zevkine sahip olmak o kadar da büyük marifet değildir. Cömertlik, paylaşmak, misafirsiz sofraya oturmamak, fakir fukarayı görüp gözetmek, bulamayan vardır diye yemekten kokusunun ulaştığı komşulara birer pay ayırmak, Allah ne verdiyse paylaşmak…

Eskiden bunlar vardı sanki hatta bunlar marifet değil, hayatın kendisiydi. Yanlış mı biliyorum? Paylaşmanın öncelendiği böyle bir toplumda” Ben yemekten anlarım.” diye övünmenin yeri olabilir miydi ki?

Gurmeler her yerde. Her yerde yemek uzmanları, leziz sofralar, hele Ramazan ekranı diye bir şey var ki, enteresan.

Hangi kanalı açsanız bir marifetli ev hanımı, ya da usta bir aşçı, eti almış şekilden şekle sokuyor, bilmediğimiz türlü hallerini öğreniyoruz etin. İlle de et. En taze yerinden, en lezzetlisinden.

Ramazan mutfağı denince akla tabii ki et geliyor. Ramazan denince akla mutfak gelmesi gibi. Ekranlar Ramazan’ı idrak etmiş, iftar menülerinden geçilmiyor.

Ramazanda mukabele, yardımlaşma, teravih sevinci, manevi atmosfer, Allah’a en yakın zaman dilimini idrak ediyor oluşumuzun bilinci, itikaf sünneti, ibadet neşvesi sofralarımızdan yol bulup gündemimize girmeli.

Aslında şikayet etmek yerine kendi günlerimizi Ramazanlaştırmayı deneyebiliriz.

Bir Müslüman’ın günlük hayatı nasıl olmalıdır başlıklı bu menüye günlük duaları, cevşeni, tespih ve salavatları, mealiyle beraber Kur’an-ı Kerim hatmini, Efendimiz (s.a.v.) ve sahabenin anlatıldığı Bamteli’ne dokunan sohbetleri, bizlere Allah Dostları’nı sevdiren kitapları, hayır ve hasenatı,  konu komşuya, talebeye iftar ettirmeyi hepimiz imkânımız ölçüsünde ekleyebiliriz.

Bu da bizden, tadına varınca vazgeçemeyeceğiniz bir Ramazan tarifi. Bereketli olsun inşallah. Mehmet Akif’in dediği gibi diyelim. ” Ömür Ramazanlaşırsa ölüm bayramlaşır.”